Düşlerimin Kırılgan Çanağıyla
Düşledik, gerçekleşmesini istemediler.
Elleri göklere dayanan ağaçlarımızı kestiler. Yıldızlarımızın kuşyuvalarına ışık olmadığını söylediler. Biliyorum çocuk, güpegündüz karartıldık. Yorgun adamların yüzleriyle gölgelendik. Umursama, ben güneş emdim bahar tanrılarının gözlerinden. Düşlerimin kırılgan çanağıyla sana da getirdim gökyüzümden. İçebildiğin kadar iç çocuk, doyasıya aydınlık. İstemedik, bize Allah´ı şart koştular. Ak duvarlardaki yeşil mushafla korkuttular. Mahallenin delisini sana cinli gösterdiler. Biliyorum çocuk, günahlarla kuşatıldık. Hatırlama, ben kanat ısmarladım kuşlara. Düşlerimin kırılgan çanağıyla sana da getirdim cesaretimden. Uçabildiğin kadar uç çocuk, dörtyanın cennet. Büyümedik, küf tuttu saatler ve boşa döndü takvimler. Mevsimdışı soluk meyveler gibi tadsızdı bütün gerçekler. Kekremiş diller hazırladı bizi hayatın telaşını sürdürmeye. Biliyorum çocuk, nedensizdi yaşadığımız hüzünler. Bana öyle bakma, yolunu gözlediğin gemileri dayadım kapına. Düşlerimin kırılgan çanağıyla sana da getirdim denizlerimden. Yer, gök ,su senin, özgürsün artık. |
eksik hazırlandık hayata
öcü bildik en temiz çağlarımızda en saf yanımızla yaşamamız gerekenleri
aç kaldık her duyguya
oysa kuşatılmasaydık böylesi kof görüşlerle
belki güneşi biz de çocukken emebilirdik
belki cesaret bizi de uçurabilirdi özgürce
belki evren bizim olurdu hepten
yer-gök-hava-deniz, ateş ve su....
bari çocuklarımıza verebilsek.......
teşekkürler şair, ne güzel bir konuya değinmişsiniz ve düş de olsa kurgunuz hayallerimin elinden tuttu
teşekkürler /can-ı gönülden tebriğimdir
...M@li hocamın nefesine sağlık, okuyuşuyla bir başka güzelleşmiş şiir....