Kader, kime şikâyet edeyim!Ne naz bilirim ve ne de bir haz Ruhumun ram olduğu hicran bilmem ki nasıl bir niyaz Kaz ey sancı durma kaz, sinemin derinliğinde ki uhdeleri ayan etsen de az Alnıma yazılan yazılar, kalbimin sayfalarına nakşeden hüzünlü anılar umuda çıkar Neyleyim ki bahtım böyle naz Ey mağdur yolcu, neyi temaşa ettiysen gel ruhuma yaz Sürur nerde kaldı, şevkim dahi uzaklaştı, gözlerim durmadan hasrete aktı Nefesin insicamındaki hıçkırıklarım hiç duyulmadı, sinem dağlandı, içim kan ağladı Boynum büküktür seslenemem Gönlüm sönüktür kelamı süruru haz ile nefeslenemem Kimseye dertlenemem, açık denizlere dahi gidemem, hicranımla baş edemem Nasıl bir kader, dile gelen yazdığım sahifeler olacaktır heder, ah terk etmeyen keder Ne dervişim, nede arifliği bilirim Akaidin nüshalarında, idrakime buğuz eder geçerim Kulluğun hakkını nereden bilirim, kalbi fakirliğimle hangi yüzle iltica ederim Kuşların şevkinden söz ederim, dile gelen çığlıklarını nefeslenerek semaya yönelirim Kör kuyularım ıstırabıyla inlerim Mahzun nefeslerin o gözyaşlarında ikamet eğlerim Hakikatin rahlesinden söz ederim, adalet hani nerede özlemini acıyla çekerim Ah takatsiz bedenim fersizleşen gözlerim, dili hicran kederim söyle nasıl bilmeceyim Gönlümün bizarlığına ne söylerim Yazılan kadere itirazsız boyun bükerim, neyleyim Bekleyen hesabı kime hakkıyla deruhte ederek nefeslenmeyi inayet bilirim Ne yeisi telakki ederim ve ne hikmetin dirliğinden edep içinde nefeslenmeyi beceririm Nasıl küserim, sesimi kesebilirim Ülfetli nefeslerin muhabbetini ne özlerim, esinim Kaderimin serencamında ki hakikatin nöbetindeyim, vakti saatini beklerim Gazası için şükrederim, ibretin sahifelerinde gezinerek, kalbim için inşirahı beklerim Mustafa CİLASUN |