Taş burunbugün bir farklı mekan güneşin battığı yer taşburun beton bir masa sefil bir aşık ikisi bir arada soğuk amaçsız iki adanın arasından kaybolan güneşin batışında kendi sonunu seyrediyor bir kızıllık ki yüreğindeki kan mavi deryanın ufkunda ulaşılmaz hayallerle son buluyor o güneş bu günün batanı yarın o bir doğumdan sonra yine doğup yine batacak onunla batanlar ise hiç olmayacak taş burun tepesinde sefil aşık misafir seyrine bir gurubun gulitalar yine balıksız döndü kara kara güneşin yaktığı suratlar asık ellendi ağlar bir sonraki ava hazır akşam gamitlerin su dansını ile selamlıyor yorgun balıkçıyı sefaletin yokluğun batırdığı az sonra gazlambalarının ışıgında birkaç bardak çay ekmek zeytin bir yoksulluk dramının gecesi bir nefesle söndürülen lamba ve yarın umut balıkçıya kavuşmak ölüm aşığa burası farklı bir mekan mutluluk yok umut yok taş burun....... |