ÇUKUROVA SANCISI
El örgüsü yeşil hırkaları ellerini yakar
Ayaklarında güllü basma şalvarlar kadınlar ağlar Elleri kanlı elleri ateş parçası Gözleri şimşekten farksız ağızları yanardağ bacası Burası Çukurova Bu ovada yürek sancısı aşk acısı Bitmeyen ölümlerin dinmek bilmeyen sızısı Ayaklar çıplak Ayaklar ateşe basar gibi basar toprağa Ancak sinekler böcekler sığınırlar Ateşten korunmak için yeşil bir yaprağa Burası Çukurova Anadolu’nun ana rahmi Doğurgan sıcak nemli Beslemek için bazılarını öldürür öz evlatlarını Sarmıştır her yanı beton sulama kanalları Sıcak toprağın kan damarları Siz su sanırsınız kanallardan akanları Akan insan kanıdır insan canı Vallahi yoktur bunun anlatılabilecek bir yanı Eskiden kargalar sığırcıklar vardı Şimdi onlarda yok Bıldırcınlar üveyikler ise çoktan bu yerleri bıraktı Siz şimdi bu şirin bin dokuz yüz kırklarda yazıldığını sanacaksınız Oysa gidip görseniz oraları gerçekle yüz yüze kalacaksınız Akdeniz hemen şuracıktadır Kolunu şöyle bir uzatsan elin ıslanır Ne var ki derya haram bir mekandır Yüz yıllar boyunca Öyle konuşulmuş öyle anlatılmıştır İşin ucunda günaha girmek vardır Nasıl denizden söz edilir Hele hele kızıştım deyip Herkesin önünde suya girmek nasıl arzulanır Ama dedim ya burası Çukurova’dır Burada yalnız güneş yalnız toprak Bolca yaprak ve her şeyden çok Kadın ve çocuk vardır İnanın burada yalnız erkek çocukların Büyüdüğünü görür babalar Oysa hiç anlayamadıkları bir şey var Burası Çukurova sıcak bölge Erkeklerden çok daha çabuk gelişir burada kızlar Öz amcalar dayılar Üzerlerine düşen en önemli görevi gururla yaparlar On iki yaşına basan erkek yeğenleri genel evle tanıştırırlar Sonra da böbürlene böbürlene olmayan şeyleri olmuş gibi anlatırlar Oysa öbür yanda daha dokuz yaşında Apış arasında ılık ılık akan İki gün üç gün bir türlü durmayan O kızıl kanı görüp de dünyası kararan kızlarını görmezler Ve analar çocuklarının büyüdüğünü bir türlü anlayamazlar Daha on beşine varmadan Göğsündeki sancıdan Apış arasındaki kandan Ve kimseyle paylaşamadığı bu utançtan Evcil iki hayvanın çiftleşmesini İstemeyerek görüp izleyerek Yüklendiği günahtan arındırmak için ruhunu Atladığı su kanalından On beş yaşında genç kız cesetleri çıkarırlar El örgüsü yeşil hırkaları ellerini yakar Ayaklarında güllü basma şalvarlar kadınlar ağlar Elleri kanlı elleri ateş parçası Gözleri şimşekten farksız ağızları yanardağ bacası Yine birinin ölmüş bacısı Yine ölmüş birinin ciğerinin parçası. |
Ne denir bilmem ki,nasıl yorumlanır.Bir yarayı deşmişsiniz,acyı anlatmaya çalşmışsınız sağır kulaklara.Çok etkilendim çünki bunlar yaşanıyor ama yaşnmamış gibi davranılıyor ne yazık ki.Duyarlı yüreklerin dışında da kimse anlamak istemiyor.
Tek kelimeyle muhteşemdi. beninize yüreğinize kaleminize sağlık.
Saygı ve selamlarımla...