açlığında üşür dilim
ikimiz de
aynı göğün altındayız inan ki fikrime sarılmış acı bir hasret ne yana dönersen dön uykuna rahat yok hani derler ya ........ gönül yorgun yokluğunda ne çok söz birikti ......................sana harcanan ve daha kullanamadan eskittiğin olsun hatıraya sahip çıkan bir ben miyim bu şehirde benden payına düşen ne varsa ziyan olmasın yamalı bir hırka gibi .................her sabah benliğime giyerim inan ki ikimiz de aynı göğe bakıyoruz sen gözlerine özlemleri giydirip …………………telaşları derinden çekersin sinene sonra düşünden sıçrarsın bulutlara bense unuttum gözlerimden yaş almayı ve öğrendim artık yokluğuna susmayı biliyor musun yokluğunda kendime yeni işler edindim artık gök mavisinde ………ömür eskitiyorum milim milim daha ne olsun ki vehmim tek zorum ..............açlığında üşüyen dilim kabından çıkar artık duygularını dokunduğu yer huzur bulacak kuytularında ………hâlâ bana saklıyorsun değil mi ………………………………………..şifa sularını ben sayamadığım günahlarımın yüküyle unutma ki her sabah ……………bu son çıkışımmış gibi yeni güne içime çekiyorum yoğa fakir nefesimle seni sonra peşi sıra koşturuyorum ve ben seninle aynı göğün altında ……………..günde bilmem kaç vakit sabahtan akşama …………kendime hesap veriyorum ve sen güzel aklını yormaya devam et ……….sonra benim için dua et salih erdem 18.11.2005 |