İKİ DÜNYA VAR.Akşam olur, iki dünya yaşanır, bu şehirde. Biri zenginlik ihtişam, diğeri fakirlik gariplik. Büyük caddeler, cıvıl cıvıl neşeli renkli. Zengin semtler bakımlı, ışıklar kuvvetli. Yüksek apartmanlar, parklar heykeller. Durmadan yenilenen, boyanan kaldırımlar. Şehrin merkezine akıtılır, su gibi paralar. Işıl ışıl mağazalar, lüks restorantlar kafeler. Bir ışık seli nehir, üzerinde botlar gondollar. Her biri milyonlara mal olan, demir köprüler. Köprü babalarında, yaşlı aslanlar uyuklar. Balıkçı heykelleri, metalden yapılmış ağaçlar. İstasyon caddesinde, iki kadın oturmuş kanepeye. Dedikodu yapıyor, cansız heykeldir bunlar. Karşı köşede bir ayı, onları gözler şehre inmişler. Köprü başında, bir şehit heykeli, bir kahraman. O Kıbrıs mücahiti, o pilot yüzbaşı, Cengiz Topel. Lüks araçlar taksiler, mutlu gezen insanlar. Akşam karanlığıyla, bir hüzün çöker varoşlara. Şehrin kenar mahallelerinde yaşayan insanlara. Sokak lambaları sönük, ha söndü, ha sönecek. Kimi sokaklar asfaltlı, kimisi kaldırım. Bazısı yapılmamış, sıtablize kumlu yol. Dolmuşlar otobüsler, toz bulutuyla geçer. Tek katlı küçük evlerde, çekilir soluk perdeler. Yorgun argın, işten dönen, kadınlar erkekler ve işsizler. Mahallenin okulundan, dağılmış yoksul çocuklar. Burada ne lüks, ne ihtişam var, işte hayat bu. Yazdığım gerçektir, bu şehirde iki ayrı dünya var. HİLMİ CAN. 26.EKİM.2009. (2537) |