Mağrur gözyaşların sinemi dağlıyor!Ülfetin bağrından serdettiğin nefesin Sessizliğin tüm katrelerinde yüreğinde demlediğin elemin Ah sine-i melalinde mütemadiyen çıkmayan o hazin sesin, aşkı kederim Şimdi başımı döndüren hasretin, suya hasreti kuşanan viraneyim şevki neyleyim Âlemi hakikate açılan kutsi düşlerin Çile için hasrettiğin inayetli suhuletin, hali fakirliğim elim Sinemi dağlayan özleminle hazin sancılar içinde ne sefilim yine şükrederim Ram olduğum hasretinle, haz duyduğum uzletin seyrinde biganeleşen aşk feriyim Bin hüzünle dinlediğim efkârlı neyin Meşkinde avareleşen divaneyim, düşen yaprağın ibretindeyim Tefekkür için niyaz ederim, içselliğimin feyziyle kelam eden buruk zadeyim Şimdi kime ne söylerim, hicranın süruruyla nefesin kadrini bekler, hüzne giderim Çaldığım kapılardan artık umut yok Bahtı fütuhatımda sevda için kuruntu ne çok, ümidim sanki ok Mızrabın sesinde, mağdurluğum halimin bendinde kederiyle çıkıyor sefere Her ne kelam etsem de kalbim, sahibinin izniyle vuslat için umut feyziyle demde Temaşa ettiğim yürekler ayrı âlemde Dilim sukutun idrakiyle şevkin baharından hazla söz etmeyince Sine-i melalim hazanın sükûn bulan sahnesinde, kalan nefesim aşk içinse Sevdanın rahlesinde, merakın her katresinde hicranın haşmetiyle idrak kalbimde Ne akşamın ve ne de ihtişamlı şadın Anılarına şimdi çok muhtacım, lakin aşksız hamiyeti ne yapayım Bıraktığım her nefeste aşka ihtiyaçlığım ve hakikatin şümulünde hancıyım Ölüm için tasalanmayan ne garip bir yabancıyım, müddetinde nereye varacağım Bekleme artık badı sabah bir hicran Abat olacağım yolun hüznü sine-i efkârımda pek dehşetli yaman El aman ey yar el aman, nefesin ülfetinde, ruhun izzetinde kalbim ne hicran Sarf ettiğim her kelam, duyan ve hisseden için letafeti bağrında taşıyan hüzzam Mustafa CİLASUN |
ümit kırıntıları arefesinde
"orda bir köy var"dır
uzak, sessiz ve unutulmuş
ve o köy artık bizim köyümüzdür,
biraz mecnun
biraz tutuşturulmuş...
tebrikler,