RÜZGÂR ISLIĞIGüzden kalma esrik bir şarkı Pencere pervazında rüzgârın sızdırdığı Düşer avuçlarıma birer birer Acım kadar geçtiğim yaşlarım Sırrını zamana dayar Öfkesini yıldırdığım anlarım… Her ıslık cam kırığı Her cam yürek muhatabı Dağlarım yıkılır dağlarım İzi silinmezleri yenisiyle dağlarım Alnından öperim bir kez daha Ahde vefa bilmez yılların… Sedası sessiz inlerken Boğulur yeşiller sarıya hunharca Gölge oyunu desem değil Gaflet uyanışı hiç değil Yokluğun varsıllığa isyanı Çıldırmış okyanus mavisinden imtina… Dinsin dinsin artık bu fırtına Sesinde boğazıma geçen dar bir halka… Özlüyorum şefkatin mabedini Her zamankinden daha fazla… Nihâyet bulsaydı ömrüm Sımsıcak koynunda… Ah! Rüzgâr Sırtında yağmurla dayandı Usulca saklanan gözbebeğimle yarışta şimdi… Vahiy sûretinde Aradığım yollar kapısı Açılır şiirle ardına kadar Geceyi giyinmiş ayça gökyüzü ayaklarım altında Lacivert bulutlarla gönenip Farz kılınan varlığa sarılırım Sancılar bıraktığınca Şükran AY |
saygılar sunuyorum.