...HAYAT İSKENCESİ.........Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Emeği ve vefayı bir yürek taşımıyorsa o yürek taşınmaya değer değildir...
Bazı insanlara(iNSANCIKLARA) fazla değer veriyoruz...İşte öylesine bir şey...
Neden ki? Sızlanışta durur şu gönlün garip garip, bülbül
Sen mi? Bağbanda haince vuruluşta çöktün, yitti tek gül Boynun büküklükte yangın bu yüreğin, el açmış dövünür Ruhuna karaları kör bağlamış, yolu yordamı aranır durur Sesi içime hüzünle damlıyor, buğusunu yer gök topluyor Susmakta ölümlere denk oldu, yüreğimde kanım sızlıyor Sen bilir misin, sıcacık bir tek buse alıştaki o gizemli sırrı Kalbimizde varlık simgesi o kişiliğe, son hızla dolan akışı Yüreğin içinden bir kuş kalbince, narince akışta yaktığını Sonra içte ter temiz yunup, özüyle sarmak istemin o sırını Yaktı viran gönlümü, hazince ağlayan o naçar nağmelerin Yetim bir sevgimde vardı, kırdı belimi aldı, horca sözlerin. Çılgın gaddar rüzgârın indirdi ruhuma, ölümcül darbeleri Çektin çektin kalbe nişan alışta, bin kez oklarını o gözleri Hayatın upuzun gelen işkenceli, o zalimin hoyratça kolları İndirdin başıma hiç durmadan zevkinle bu yok edici yılları. Bir kez dahi yüreğinle özlemle, içime akışta hiçte açmadın Gözüme bakıp sevi sevinç yaşıyla, kucak açıp da koşmadın Ruhumla çelik çomak oynadın, demedin yazık bu bir kuldur Kul’a eziyet. Hakka karşı oynanan cehennemlik bir oyundur. De bana bakayım, senin yolun nice bir yoldur ki, pusulalı şaşarsın Bekleyip de durup görmeli, bu vefasızlıkta. Rabbine nasıl ulaşırsın. (24.03.2010)AZAP... |