Maziye Beste
Ah ana, malum mudur sana gülüşüm hala,
Saydın mı kaç şafakta sabi örttü ellerin, Ana, sağnak sağnak karanlık yağdı başıma, Bensiz yollarda gözlerin kaç şafak gözledin, Ah ana, malum mudur sana gülüşüm hala? Ah her hatıranın bedelidir birkaç damla, İşte mazi defterin, kaç satır ezberledin, Ey satırlar, yalnız geceler sizi anmakta. Evet, kavuran dünyada bir sen kaldın serin. Ah her hatıranın bedelidir birkaç damla, Ben Oğuz bıraktım da geldim Anadoluda, Halidin kılıcı gölgelerdi bedenimi, Ah zaman zaman Fırat da uğrardı yurduma, Bıraktım da geldim kemale eren sevgimi, Ben Oğuz bıraktım da geldim Anadoluda, Var mıdır ismimi haykıran mor ufuklara, Söyle İstanbul, var mıdır sende bir sevenim, Benimse sessiz feryadıma şahittir sema, Söyleyin geceler, bağrımda kaç ah besledim, Var mıdır ismimi haykıran mor ufuklara, Nedense güneyi doğuda aradım dostlar, Kuzeyde beklerdim belki bir yaz gelir diye, Ah kuzey sakladı benden, bulamadım dostlar, Doğuya da geldim hala hasretim güneye, Nedense güneyi doğuda aradım dostlar. Yalancı bellemiştim tüm şafakları dostlar, Güneş sabahları bir beni aydınlatmazdı, Sadece benim yurduma uğramazdı bahar, Üç asrın yüküydü ağrıtan omuzlarımı, Yalancı bellemiştim tüm şafakları dostlar, Ben hiçbir bad-ı sabaya emanet vermedim, Güneye esen rüzgarlar uğramadı bana, Ah bolluk mevsiminin kurak toprağı benim, Bir rahmet mevsiminde nasipsiz kaldı kaya, Ben hiçbir bad-ı sabaya emanet vermedim. Nedendir duvarlar kendimi sevdiremedim, Meğer riyakar gülüşmüş nefretin perdesi, Geceye midir, gündüz midir sitemim, Ah gönlümde buruk bir sevdanın derin izi, Duvarlar, nedense kendimi sevdiremedim. Yalnız bir tebessüm uğruna kısıktır sesim, Firak fırtınasıdır dağıtan saçlarımı, Sadece bir gün korkusundan çıkmaz nefesim, Bir vebal fırtınasıdır donduran kanımı, Yalnız bir tebessüm uğruna kısıktır sesim. Hicretim siper olsun gözyaşlarıma dostlar, Kadın demeyin ağlayacak kadar cesurum, Ellerimde kürek ve kazma şafağa kadar, Sadık bir fecr uğruna karanlık kazdım durdum, Hicretim siper olsun gözyaşlarıma dostlar. Murat GÜVERCİN Taşkent-1994 |