Kırmızı Taşlar
sabahın ilk ışıklarında
uyandım sensiz bir güne soğukluğunu hissettim acımasız dünyanın bağırsamda sesim çıkmaz oldu bu fırtınalı diyarlarda dağ gibi efkarlıyım başımda sis eteklerime doğru amansız bir kar yağıyor üşüdü üstümde duran up uzun deryasız çamlar dondu gönlüme giden pınarlar yürüdüğüm ıssız kaldırımlar seni hatırlatıyor bana şimdi atlardın basmamaya çalışırdın kırmızı taşlara her zamn sana sarıldığım yerdeyim şimdi gözlerimden yaşlar düşmeye başladı kırmızı taşların üstüne bir gelincik edasıyla gelirdin yanıma sessizce söylerdinn beni ne kadar çok sevdiğini gözlerim ümitsizce aradı o sesi yine artık gelmeyeceğini bilse bile kırmızı taşların üstüne gün doğmaz oldu artık kar sanki her şeyi silmek istiyor yürüdüğün yerleri tuttuğum elleri sana aşık olduğumda diktiğim güllerde solldu artık bende dayanamz oldum senin gidişine ne olur gel bahçeme güllerim açsın toprağımm gülsün benim yüzüme yine... |