KOŞUN TÜRK GENÇLERİ, KOŞUN
Güzel ülken tehlikede
Koşun Türk gençleri, koşun Hainler dolu ülkede Koşun TÜRK gençleri, koşun ** Atamızın emaneti Ceddin kurdu bu devleti Bitirelim ihaneti, Çoşun Türk gençleri, çoşun Dil uzatıyor orduma Göz dikmiş cennet yurduma Hiç bakmadım ki ardıma Düşün Türk gençleri, düşün.. Bela ise belalıyız Sevda ise sevdalıyız Fatihlerin evladıyız Haşin Türk gençleri, haşin... Ölüm bize düğün gibi Açlık bize öyün gibi Durma öyle döğün gibi Pişin Türk gençleri, pişin Uzun İnce yollardayız Niye ayrı dallardayız Tarihde hep dillerdeyiz Şaşın Türk gençleri, şaşın... sabit ince-Kayseri 16-3-2010 |
Herikli Aşiretinde Kız isteme adeti üzerine olan yazınızı ilgi ili okudum. Ben de Herikli Aşiretinden evliyim eşim Köşektaşlı. Facebook üzerinden size bir mesaj göndererek şiirlerim üzerine sizin kıymetli eleştirilerinizi almak istemiştim ama ben internet kullanmak konusunda pek becerili değilim sanıyorum onun için olacak size ulaşamadım. Ben Nevşehir Avanos Sarılar Kasabası 1957 doğumluyum. Aynı kuşak sayılırız. Ankara'da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında görevliyim. Aynı zamanda edebiyatdefteri üyesiyim lutfedip şiirlerimi edebiyatdefteri sitesinden okuyup eleştiri ve tavsiyelerinizi bildirirseniz memnun kalırım.
Çanakkalede yaşayan şair Mustafa Bercin'i sanıyorum tanıyorsunuz. Mustafa Beyin Web sayfasında isminize tesadüf ettim. Yazma iştahınız ve verimliliğiniz bizlere yol gösteriyor. Telefon görüşmesi yaparsak sevenirim Telefonum (0 505 904 46 15)
Hece vezni konusunda düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Milli veznimiz olması dolayısı ile hece vezninin çağdaş imgelerle ve günlük yaşam ve değerlerimizle işlenmesi ve yaygın olarak kullanılmasından yanayım. Bu konuda benim düşüncem kısıca şöyle:
Divan Şiirimizi yeniden ihya etmek belki mümkün olmayacak fakat yeni bir anlayışla ve yeni bir beğeni ile gençliğimizle ve halkımızla buluşturmak mümkün olabilecektir.
Bu düşünceden hareketle hece vezni ile yazdığım GAZEL denemelerimi eleştirilerinize sunuyorum.
İlgileneceğinizi ümit ediyorum. Saygılarımla.
Turhan Şahin
e-posta:
Gelir
Hakka saygı duyan sıradan gelir.
Aç gözlü olanlar aradan gelir.
Emek harcamadan zengin yaşayan
Değirmenin suyu nereden gelir.
İçin için yanar tükenir odun
Karanlığa ışık çıradan gelir.
Denizin ırmağa çağrısı var ki;
Boz bulanık sular karadan gelir.
Hayatı, insanı, yanlış anlayan
Sanırsın mutluluk paradan gelir.
Vicdan adaletin özü sayılır
Kişinin erdemi buradan gelir.
Kendine zulmeden nice haydudun
Gelirse hakkından Yaradan gelir.
Turhan Şahin
Olursa
Dere yatağına sakın ev kurma,
Sel alır götürür taşkın olursa.
Fırıncı ekmekte ehil sayılmaz,
İçi hamur dışı pişkin olursa.
Şehirde yaşayıp köylü kalanın,
Acınır haline şaşkın olursa.
Yılkıya saldığın atı git getir,
Aşırır dağları eşkin olursa.
Menzile eremez her yola çıkan,
Ahlâkça, edebce düşkün olursa.
Mülküm var diyerek övünme boşa,
İçi sevgilisiz köşkün olursa.
Bizler bu âlemi seyrâna geldik
Doyulmaz tadına coşkun olursa.
Değişme dünyayı köhne cennete,
Servi boy, bal dudak aşkın olursa.
Turhan Şahin
Bilmez
Tuz ekmek hakkını banmayan bilmez.
Temizlik imandan yunmayan bilmez,
Senin kıymetini zülfü perişan,
Aşkınla tutuşup yanmayan bilmez.
Gönül mihrabına yazıp adını,
Her zaman her yerde anmayan bilmez.
Çölün yağmurunda bir hikmet gizli,
Leylâ diye içip kanmayan bilmez.
Sana giden yolun mihnetini dost,
Gönülden Geçenler
Eşya baskısından kaçabilseydim
İnciyi denize saçabilseydim
Sana giden yolun mihnetini dost
Uçaktan, trenden inmeyen bilmez.
Efil efil poyraz kokunu taşır,
Yönünü kuzeye dönmeyen bilmez.
Şahım elleriyin güzelliğini,
Kuş olup avcuna konmayan bilmez.
Seheryıldızından bir sır öğrendim,
Güneş doğar iken sönmeyen bilmez.
Turhan Şahin
Saçlarıyın durulama suyunu
Ölümsüz olurdum içebilseydim
Akıl fikir aramızda bir engel
Gönül makamına geçebilseydim
Tar u mar eylemiş zülfünü rüzgâr
Gümüş tarağınla açabilseydim
Zalim felek gösterirdim gününü
Yerini yurdunu seçebilseydim
Niyetlenmiş Cânân yaylaya göçe
Hüması olurdum uçabilseydim
Turhan şahin
Bulamadım
Cânânımdan özge can bulamadım
Menzilin sonunda han bulamadım
Karanlık geceler bitmek bilmedi
Sabrıma sığındım tan bulamadım
Hekimler çaresiz kaldı yarama
Bir damlacık olsun kan bulamadım
Koyun kuzu verdi yüce Yaradan
Boynuna takacak çan bulamadım
Emeklerim zayi oldu dünyada
Nâdânlar içinde şan bulamadım
Zamanı durdurmak geçti gönlümden
Meğer gafilmişim an bulamadım
İnsana yaraşır bir hal aradım
Hüsnü zandan alâ zan bulamadım
Turhan Şahin
Gelmedi
Nice güzel geldi geçti dünyâdan
Şahım gibi keman kaşlı gelmedi
Üzüm dese seyrânına doyulmaz
Kiraz dudak inci dişli gelmedi
Merhameti bakışında bir ışık
Kirpiği nem gözü yaşlı gelmedi
Usul boyu hayrân eder herkesi
Edeb bilir ağır başlı gelmedi
Her neye dokunsa kokusu siner
Böylesine eli işli gelmedi
Turhan Şahin
Diye
Ayıptan uzak dur bilinir diye
Güvenme yanlışa silinir diye
Yığınak yapmadan harbe girmişsek
Umut etmeyelim gelinir diye
Yanlışı yaparken bir düşünelim
Sonra halimize gülünür diye
On iki kilitli kapı yaptırdık
Evdeki eşyamız çalınır diye
Mesleksiz yığınlar kentlere dolduk
Ekmek aş orada bulunur diye
Halkın ahlâkına küf düşürene
Hesabı sorulmaz alınır diye
Bir vatan bıraktı atalarımız
Ödümüz kopuyor bölünür diye
Turhan Şahin
Ellerin
Merhametten yana bakmış ellerin
Karanlığa ışık yakmış ellerin
Zevk verir insana izlemek Şahım
Kırlangıç kanadı takmış ellerin
Bahçenden dostuna taze gül sundun
Cânân kırmızı gül kokmuş ellerin
Beş parmağın beşi aynı hizada
Suları avcunda bükmüş ellerin
Kalem parmakların ahenk unsuru
Halılara nakış dökmüş ellerin
Bir leylak fidanı aldım götürdüm
Zarafet sembolu dikmiş ellerin
Adalet asalet erdemin senin
Neyi pay etmişsen hakmış ellerin
Rüya düş arası öpeyim dedim
Açtım ki gözümü yokmuş ellerin
Turhan Şahin
Olsaydım
Hep gönlümden geçti munis-i cânım
Beben olamadım baban olsaydım
Karışsaydım emeğine terine
Yorgun ayağına taban olsaydım
Ben çaresiz kaldım sen dağda kaldın
Sığındığın evde soban olsaydım
Bir hoyrat rüyanda öptüyse seni
Gonca dudağında çıban olsaydım
Şimdilerde Başkent haydut yatağı
Yitirip aklımı yaban olsaydım
Devlet ricalinden sıtkım sıyrıldı
Toros dağlarında çoban olsaydım
Turhan Şahin
Üzere
Çektiğim çileler az geldi bana
Gönül çıkmaz yola sapmak üzere
Herkes meşrebince bir hayat yaşar
Avcılar avını kapmak üzere
Mermeri kıymetli bir dağa çıktım
Yârin heykelini yapmak üzere
Gölgeni sakladım pamuk içine
Akşamdan sabaha öpmek üzere
Yüzüme bakanlar sakin sanıyor
İçimde fırtına kopmak üzere
Turhan Şahin