Hatıralar uçuşuyor bu gece
Melodiler, notalar, sevgililer
Odamın duvarlarında
Tanıdık tanımadık
Binlerce çehrenin hayali
Ağlayanlar, gülenler
Somurtanlar, iç çekenler...

Dedim ya!
Hatıralar iniyor gözlerimden
Sarı yapraklar, sonbaharlar
Şık, pembe incili terlikler
Koketler, tiyatro ve artizler
Pera’nın lüks hayatı
Özlemler, gecekondular..
....ve köprüaltı aşkları

Sonra bahar yağmurları
Ve beni tüketen
İçimi titreten
Marmara lodosları

Bu gece ağlıyorum
Tasasız
Biraz kırgın
Biraz sevdasız
Anadolu yollarına
Taşranın sıcak kış gecelerine

Şömine de tutuşan anılar ve yüreğim
Çilingir sofralarının hüznüne
Sensizliğe kalkan
Erkek erkeğe kadehler
Konakların lavanta kokan
Aynalı sandık odaları
Bastırılmış duygular kadar yorgunluk
Ve şehvetin kısır dudakları

Sorma bana bu gece
Ne haldesin diye
Biraz uçuk gibiyim
Sensizliğin avareliği sinmiş gönlüme
Hüzzam bir yalnızlık
Nihavent bir gurbet akşamındayım bu gece

Biraz uçuk gibiyim dedim ya
Biraz da pişmanlık
Gerisi derin bir uykuda saklı
Senin hayaline uyandığım
Düş uykularındayım bu gece..

Bu gece sensizlik yekpare bir bulut
Çöküvermiş gönlüme
Çağırsan gelir misin
Çağırmasam kızar mısın
Şaşırdım ne yapacağımı
Ben bana yetmiyorum ki
Sana akayım bu gece
Ne sensiz oluyor
Ne senle doluyor zaman
Ömrüm...
Mevsimler garip bu gece...

Ağladığımda
Ağlayacaksın biliyorum
Ölsem öleceksin benimle
Gitsem gideceksin
Gurbet ellere
Bu ne vahim çelişki
Bu ne dehşet bilmecesi
Ben asıyorum kendimi
Sende as bu gece...

Eğer beceremezsek ölmeyi
Yaşamak gibi yani
Bir boşluğa düşmeli ki insan
Tarif etsin kendini
Tarifsizlik inan
Sensizlik kadar koydu bu gece

Aslında
Benim tarifim sende saklı
Senin hayalin gözlerimde
Biz en iyisi
Birbirimizde yaşayalım bu gece....