Şakaklarına DüşmüşümŞakaklarına düşmüşüm yine!. Ne kadar inkar etsen de aklındayım. Koca şehirde, Hep bizim sokakta yakalanmaktasın!. Şakaklarına düşmüşüm yine!. Eski defterleri toplayıp getirmişsin; Bakmamışım. Çileden çıkarmışım sabrımla. Galata da aramışsın, Kağıthane’de... Çıkmaz sokaklarda düşmüşüm aklına. Kuşlarla haber salmışın, Böceklere yazıp vermişsin, Komşulara çalım atmışsın; ‘Gelsin!’ diye. Şakaklarına düşmüşüm yine.. Öğlen paydosunda zil çalmışım, Tren istasyonunda bilet satmış, Ödünü patlatmışım korku filmlerin de... Diş fırçanın kılları olup, batmışım. Şeker olup; Erimişim bir güzel çayında. Şakaklarına düşmüşüm yine!. Ayakkabı bağın, Kravatın, Potinlerin olmuşum. Kuş tutmuşum ağzımla; Nafile! Şarap şişesinde balık olmuşum; Boğulmuşum. Tırnaklarına bulaşmışım , Diline düşmüşüm... Şehvetmişim , Öfkeymişim, Suçmuşum... Şakaklarına düşmüşüm yine! Talan Ayşe Kanca |
etil alkollü çözümler.
tabii şiirde neden rakı şisesindeki balık figürünün, diş fırçasındaki kıllardan ayrıksayıp kendini, şiiirin bütün kurgusuna çalım yaptığını tartışabilirim.
sözcük köklerinden yola çıkarak, düşünme ve olgularının içeriklerini, romantik hatırlama travmalarının sıradan diline yerleştiren yazara; basit sıcak içten yandaşlığını " bizim sokakta yakalanmaktasın" gibi şık betimlerle zenginleştirmesini önerebilir miyim?
-elbette öneririm.
umursar mı ?
-umurumdamı :)