Rüzgâr susmuş ses vermiyor!Yine akşamın mağrurluğundayım Ruhum seyyah olsa da kalbi burukluk yaşamaktayım Hicran sayfalarında uyumaktayım, hüzün içinde nefesi bırakmaktayım Bilmem ki hala niye ağlamaktayım, kim için ufka uzanmaktayım, ummandayım Feryadım duyulmaz artık soldu Hasret ıstırabın elemini sineme sessizce neden koydu Yalnızlığın koylarında, umudun muştusuyla yaşamak meşakkatli oldu Halin hasredildiği, vefanın suhuleti, aşkın en bakir zindeliği, feda yolunda nurdu Sessizliğin toprağına uzanıyorum Hülyalar içinde nefesin şevkine kanıyorum, ağlıyorum Derdin baharında, çilenin sükût içinde kuşattığı efkârla kimi anıyorum Ömrüm aşkın yolunda ve edebin nefesi kuşatıcılığında hiç yorulmasın, feda olsun Şimdi okuduğun şiirleri anıyorum Ve fevkalade anılara dalıyor, kalbi sesinde uyuyorum Ruhuma hazzı salan letafetini, hasretin sürur bahşeden ülfetine kanıyorum İşte o vakit ferahlıyor ve amansız huzur duyuyorum, aşkını hal ile yudumluyorum Ne kadar uzaklarda yaşasan da an Kırgın gönüllerin, mahzun yüreklerin hıçkırığına kan Aşkın izzetini, iradeden vazgeçiren servetini, kalbin haz duyan hasretine yan Sevdanın nidasıyla bir vakit yeise düşmeden yol alan cefakârın sesinde aşkla uyan Ömrümün son deminde ölüm içimde Seyrine ram olduğum hazan masumluğuyla halimde Hani kutsiyetine inanılan aşk, hakikatiyle mazi derinliğinde kimin derdinde Yaşamak böyle mukadderse, kul olmanın farkı nerede ve aşk çilesiyle şimdi hasrette Ah aldı felek çaresi yok acısı hazin Kime nazar ettimse hali perişanlık çarkında vehim Ah yüreğimi dağlayan melalim, sükûta yönelen ve tarumar olan sökün halim Neyleyim, kime şikâyet edeyim, samimiyet hangi gönlün derdinde ben nasıl bileyim Sefilliğime boyun büküp gideyim Kimseye seslenmeden artık bu diyardan göçeyim Mezarım için ruhuma yöneleyim, umutlarımı arşa muhabbetle elan göndereyim Nefeslerin dostluğunda hala nöbetteyim, sadakat içinde takatsizliğime ne söyleyim Mustafa CİLASUN |