NİHAYET...
bir gariplik var havada
baygın bir rayihayla tütsülenmekte akşam kıpır kıpır sürülmüş bir toprak gibi gümrah gönlüm kışkırtan filizleriyle çatlayan bir tohum güzelliğinde acılar bekliyorum yüz binlerce şair gibi şu an yek nefes neyi beklediğimi bilmeden ya da bilmezden gelerek bildiğimi ne güzeldir kendimi güvercin kanadından kopan bir tüy gibi hissettiğim zamanlar … alıp başını gidenlere imreniyorum o ne güzel bir tahakkümdür gönlüne o nasıl bir darbedir sevda iktidarına nice bir geçiştir gururla cinnette mahkûmken kalanlar kuşanıp ihtişamını uğursuz pelerini savrulurken omuzlarından bir hışım çıkıp gidilir ki köhne yüreklerin caddelerinden ölümcül bir ihanettir nihayet kan gövdeyi götürürken arka sokaklar ... dönüşü olmayandır buğuludur saydamlığını yitirmekte camlar sırları dökülmekte kararmakta aynalar ve en can alıcı yerden kanamakta keşfedilmemiş bir iç deniz suskunluğunda yıllar ah benim med cezirden azâde sularım usul usul kıyılarını okşamakta gönlümün kavruk çimenlere uzanmakta içimde bir haziran sunakta unutulmuş bir kurban gibiyim can çekişmekte güftelerimde hatıralar … yakışıyor küsmeler bu gençlik kavaklarıma çocukça dudak büküşlerine de aldırmıyorum umurumda değil esmeleri üstelik omzunu silkip dalga geçmekteyken şarkılar şimdi söyleyin bana ey kalem ehli şair taifesi niye bu kadar kalabalık tenhalıkta yalnızlıklar ölümcül bir ihanettir nihayet yazdıklarımız kan gövdeyi götürürken arka sokaklar… CEYDA GÖRK 4MART2010 |