Yılbaşı
Ne yazık ki uyandığımda
Kendimi ne surlarla çevrili bir sarayın firari salonunda Ne de ruhumun çiçeğe hasret kırlarında Bulacağım.. Biliyorum ki kendimi yine bu taş karede Öfkeden mi rutubetten mi bilinmez Kabarmış duvarlarla çevrili bu kuru yerde Bulacağım.. Dışarıda zaman günün herhangi bir sırası Çoğu zaman başlamakta ya da bitmekte olan gece Ama tahminen gece yarısı Durum o kadar da vahim değil Takvimden haberim var bugün yılbaşı.. Atmosfer tozlu,dumanlı,yakıcı,ciğer dağlayıcı Zenci burnum en tanıdık kokulara bile burda hasret kaldı İzlediğim gökyüzünden gözlerimi acıtan İğne iğne göz çeperlerimi delip geçen bir yıldız ışığı Benden arta kalan ise yalnızca hürriyet sevdası.. Arap, kabuğundan çıkmıştı sanki Çıplak etiyle karada dolaşan bir kaplumbağa kadar aciz Çıplak etiyle denizde dolaşan bir yengeç kadar duyarlı simdi.. Ve farkedebiliyordum artık, İnsanlar büyüğe karşı korkunca Kahpe yanlarını açığa çıkarıcak Atalarından görmedikleri hainlikler sergileyeceklerdi. Fakat yine kendileri zararlı çıkacaklardı, Çünkü hesap etmedikleri bi’şey vardı: Bozkurt haini sevmezdi,aile yapısına çok önem verirdi.. (arap-31/12/09) |