SONSUZLUĞUM ' a
Eğer ben gökyüzü olsaydım
Hiç bulutum olmazdı, Karartmazdım havanı Ne şimşekler çaktırıp korkuturdum, Nede yağmur yağdırıp Islatırdım seni. Eğer ben gökyüzü olsaydım Rengimi hiç değiştirmez, Hep mavi olurdum Aşkın büyülü rengi,mavi. Başını kaldırdığında Görürdün beni. Eğer ben gökyüzü olsaydım Geceme doyamazdın sevgili, Işıl ışıl yıldızlı elbisemle Gelirdim kollarına, Kamaştırırdım gözlerini Bakamazdınki bana. Evet,SONSUZLUĞUM Biliyorsun,gökyüzü sonsuz. Gökyüzü kadar sevdim seni, İşte bu sana olan aşkım Ve sana SONSUZLUĞUMSUN dememin nedeni. Yinede gitmek istersen git ve bırak beni. GÜLER GÜLTURAN |
sanki şöyle der gibisiniz
Sen ya bir yanılgının yangınıydın ya da yazgının" Ardı yoktu / ötesi çoktu…Hiçbir harf yazmaktan öteye gidemiyordu ve hiçbir yazı, yazmak istediğin kadarı olamıyordu Ben gibi beceriksizleşiyordu…… Tüm acılarının parmak izlerini yüreğimde aramamalıydın Dillendiremediğin, bilemediğin tüm sahnelerin oyuncusuydu satırlarım Ben ikileminin kaçışlarıydım Yanlış adreslerdi avuçlarımda doğru yol diye sakladığım
Bilmek istenilmeyen her şey susarak dinlenirmiş meğer Bilinmek istenilmediğimde susulacak mıydım? Her aynada kendimi görmekten uzağım artık Göz bebeklerimde yatan yaraları tüküremiyorum geçmişe Sessizce çekip giderken düşlerimin can çekişlerine, içime gömdüğüm gözyaşlarımı sezemeyecek hiç kimse… Bir gece yarısı bıçaklanırken en sessizliğimden, dilimden dökülen harfleri toplayınca hep sen ediyor neden? Sen bilir misin düş diye sabahlamayı? Ve kırıklarını bir teselli ile değil başka bir kırıkla sarmayı?…
Acı bir itiraftım, en çok kendimi yaktım…
Şemsiyeler altında yağmura direnirken ruhum, ardımdan geçip giden her şeye sessiz kaldım Unutulduğum köşedeydim her vakit Aransam bulunacaktım Sorulsa tarifi mümkün olan gidişlerim vardı benim En fazla iki sağa bir sola uzunca adımlardın Ve adımlarından düşen her ses canımı ağzıma alırdı, açıldığında ağzımdan düşecek kadar Oysa hiçbir adımın kayıplığımın yanına düşmeyecekti Aranmayacaktım…
Ellerimde bilinmez uçurumlar vardı O nedenle hep avuç içlerine dönüktü parmaklarım Gelen durakta kendimden inmek ve bir şehre yüzüstü düşmekti dileğim Uyuyakaldım Ne kendimden inebildim ne de bir şehre yüzüstü serildim Ne kadarlıktı ki adım ve kaç harf kalınlığı vardı ki birilerinin hatırlayışlarına ağırlık yaptım? Birilerini acıttım, ağlattım Ya ben ömrüme düşen acıları, göz kapaklarımda saklı yaşlarımı kimden kuşandım? Yokluğunun alnına üflenirken satırlarım, nasıl oldu da ben hep varsın sandım?
KALEMİNİZ KAVİ OLSUN CAN