Bak dedi bir ses,
Baktım!..
Sordu ne görüyorsun?
Hiiç, neyi görmem gerekli,
Dedi, görmen gerekeni.
Dinle diye söyledi tekrar,
Aç kulaklarını!
Dinledim...
Ne duyuyorsun?
Hiiç, neyi duymam gerekli,
Dedi, duyman gerekeni.
Konuş dedi bu kez kükredi,
Yüreğim taa derinden titredi,
Bilmeden ne konuşacağımı,
Açtım sadece ağzımı,
Sonra ben sordum;
Ne söylemem gerekli?
Dedi, söylemen gerekeni.
Yürü dedi son bir kez,
Tamam, yeter artık pes,
Bu acele hız neden?
Yürünürmü hiç hedef bilmeden,
Sonra sadece güldü,
Sivrisinek saz dedi, anlayana,
El uzatmaz kimse olmayana,
At binenin kılıç kuşananın,
Kulak gerek yanlız dinlemeye,
Gözün var ama görmezsin,
Varlığını bilmezsin,
Ağzın dilin yerindeyken,
Hani niye ya konuşmazsın?
Yürünürmü hiç hedef görmeden,
Hele varlığını bilmeden,
Anlaşıldı böyle gidersen eğer,
Döneceksin geriye ermeden.
Ham meyvaya taş atan gördünmü hiç,
Nerede koyarlar fırına olmamış piliç,
Aç gözünü, ibretle bak dünyaya,
Bir daha geleceğini sanma sakın,
Senin olacağa doğru koş,
Senin olmayacaktan kendini sakın.
Sürüden ayrılanı kurt kaparmış unutma
Bu sözleri kulağına al midene yutma,
Duy sana sesleneni gel diye,
Unutma, bu sana en büyük hediye,
Yürü sese doğru ileri atıl,
Fazla oyalanmadan sürüye katıl,
Sana lazım olacak bir karış toprak,
Atacaklar içine tepetaklak,
Ne dost kalacak çevrende ne evlat,
Kabristanda başlayacak asıl hayat,
Gözlerin açılacak istemesende,
Duyacaksın her şeyi dinlemesende,
Mezarın üstünde bir kucak çiçek,
Altında ise haykıracak sana gerçek,
Konuşmak istesende ne yazık,
Diyecekler sana vazgeç,
Kilitlenecek dilin, artık çok geç,
Hesap vakti başladığında,
Kimse olmayacak yanında,
Avukatsız görülecek bu celse,
Kurtaramaz artık seni kim gelse,
İşte böyle dostum gözü kapalı yürürsen
Hayatı sürdürürsen,
Kulakların duymadan,
hiçbirşey anlamadan,
İşte o zaman bilki hayat,
olur sanki bir tokmak,
Yer kafasına, bir bir,
böylesi düpedüz ahmak.

İki gerçek var dostum birisi yalan,
Hiç bir şey bulamazsın mazide kalan,
Hâlâ erememişsen murada,
Gerçek yalanla biraz daha oyalan.
Göz kulak dil,
Olmadıkça akılla bir,
Gerçek yalan saracaktır seni bil,
İstersen bin dereden bin su getir,
Unutma, bu sır daim seninledir.
Bak her sabah doğar güneş,
Sorar adeta varmı bana bir eş,
Hazırlanır akşama batmak için,
Merak mı edersin güneş batar niçin?
Sen doğdun sabah oldu, cihana hakan,
Damarlarında dolaşırken kan,
Görme kendini delikanlım büyük,
Bak mezar taşları senden de büyük,
Batmaya doğru ilerlemede zaman,
Oysaki sen hiç batmayacağım san,
Deveran dönmede, hiç farkında olmadan
Seninde akşamın olacaktır bir an,
Gerçek doğuşa varman için batman gerek
Bir karış toprağa uzanıp yatman gerek
Bütün gerçekler o sabahta saklı,
Bu satırları yazan değil yazdıran haklı
Duyunca bu sözleri sakın bakma bana,
Bulamazsın bir misal yazan benim ama
Sen asıl bak yazdırana.
Almuti