OLMAZ BİR İŞLER ET...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Dudaklar uyuşur, kalpler buruşur...İçte yangınlar dans eder...Gözler hayretleşir,sen neymişsin diye! İşte öyle bir şey...SEVDANIN ÇIĞLIKLARI YERİ GÖĞÜ İNLETİNCE...
Doğdu, ışıklar doğdu. Aniden, aydınlandı parladı yürekte, Birden, yağmurlarının sicimleri oluverdin, sıktın susuz benliğimden, boşalıverdin üstüme yeniden, göllerince boğdun, yanık ciğerimden. Oysa güllerin gülü, sen dupduru, pak bir ölü deniz, gibisin parlarsın, hep onun ışıltısında. Her dem o kapının çığlıklarında, içimdeki sessiz o ölü dalgaları, dağlarının zirvelerine dek kabartın, çaldın aldın o aptal aklımı, kalmadı zerresi başta. O sütçünün deli hanımı, Ayşe kadın, kapını çalınca, o süt bakracıyla, bana, muzipçe "hadi hadi yine iyisin iyisin", sana: kız var ya “bu çocuk sana çok meftun", deyince salınarak, biraz utangaç gülüşlerinle, kırıtır, sırıtır, kabının içine hızla kaçardın, bilmem ki ona mı, bana mı açardın kapın? O muzip nazlı cilvelerinle. Kalbimi her delişte o gülerini takarsın, O gözlerin kapının hep deliğinde, yapışık mıdır ne? Ben dışarı çıkınca, sende durmaz çıkarsın, ya göz kaş et kız, ya da arzu dolu isteminle seslen, bari hiçmi hiç haykırmasan da aşkını. Bizsiz günlerimiz, boşuna yetim kalmasın. Bir bardak suya olan, yanıklığımdır bu sevgim, o yemyeşil, o ahu gözlerine olan sancım, içimde alev alev tutuşur, o korlu ateşini yakar. titremekten! İstemekten! Beklemekten! Bunlara bu garip, bedenim bile dayanamaz bıkar. Sabrımın içine sığamıyorum birtanem, artık yeter! Ya beni yeniden yeşertiver, o gül bedeninde. Ya bırak ta beni koyuver, veya kendi ellerinden de, olmaz bir işler et beni yıkıver. Tümden "KARABASANLARINLA" beni bırakıpta artık yitiver... (19.02.2010)AZAP... |
Sağlıcakla kalın... BELGELİ..