UYKU BOZUKLUKLARI
UYKU BOZUKLUKLARI
Geçmişe göç mü ettim ne! Kendi kucağımda kendim! Dilimde en sevdiğim ninnim. Kendimi uyutuyorum! Kendim rüya görüyor. Kendi rüyamda. Kendim kendini görüyor. Kendimi rüya görürken Benim yaşadığım zamanda. Yaşlanan ben için hoş. Çocukluğuna dönmek güzel bir rüya. Kucağımda uyuyan ben için. Bir kabus başına gelecek yarınlar. Bir film değil ki başa sarsın hayatı. Beni yeniden yaşatsın. Yeniden istediği gibi yaşlansın. Hayırlara gitsin dese ne fayda. Olmuş bitmiş, zaman geçmiş. Uyandım sonra. Yatağımda değildim. Oğlum vardı kucağımda. Peşimizde kötü adamlar. Oğlum bana ‘Lan Oğlum’ dedi. Uyandım. Yatağımdaydım. Ovuşturdum gözlerimi. Yatağımda diklenip. Kararmamıştı henüz hava. Vurdum kafayı yattım. Oğlum yine kucağımda. Islatmış epey beni. Sıcaklığı üzerimde. Ve öyle rahat, oh be. Biliyor kabahat işlediğini. Hafiften sırıtıyor. Uyandım. Battı balık yan gider. Daha sabah olmamış zaten. Vurdum kafayı yattım. Uzaydaydım bir uzay mekiğinde. Tabii değildim yerçekimine. Uçuyordum havalarda. Dönüyordum sağa sola. Sonra alarm çalıyordu. Herkes görev başına. Düşman gemisi radarda. Gözcüye sordum kim bu. Kim bu bize saldıran. O sizsiniz dedi. Kendime sordum ne bu savaş. Beni mahvettin dedi. Saldırdı tüm gücüyle. Topuyla tüfeğiyle. Gemimi harap etti Ben düşerken bilinmeyene. Bir anlık irkilti. Uyandım. Düşmüştüm yataktan. Çıkmıştım bataktan. Ama dönüyordum uyku sersemi. Beni yutan batağa. Tam batak dmişken; Düşüyorum uzaydan batağa. Elim kolum gittikçe saplanıyorum. Batağa gömüldükçe nefeste alamıyorum. Allah’ ım kurtar beni Allah’ ım diyorum. Sonra uyanıyorum. Gözlerimi ovuşturuyorum. Vakit yol alma vakti. Odamdan çıkıyorum. Yüzümü yıkıyorum. Elbisemi çekiyorum. Boğazıma ekmek tıkıyorum. Sonra bakıyorum saate. Gözümü bir açıyorum. Geç kalınmış bunlara. Ben hala yatıyorum. |