Dursun EmmiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Dursun emmi, köyümüzden gerçek bir hayat hikayesi,
yirmi seneden fazla hiç dışarıya çıkmadan yatıyor tek geleni ve gideni her gün bir tas çorba getiren kızı. Fazlası var eksiği yok Rabbim cümlemizi bu duruma düşmekten muhafaza eylesin. Genç idin, güçlüydün tanırım seni; Bu ne perişanlık, be Dursun emmi! Müzmin hastalıklar sarmış bedeni; Nedir? Şu karanlık, be Dursun emmi! Anneme babama sordum mazini, Aldığım cevaplar hüznün hazini, Hepten merak sardı sürdüm izini; Ürperdim bir anlık, be Dursun emmi! Genç iken annene kafa tutmuşsun, Beddua almış ve hapı yutmuşsun, O muhtaçken sana, sen unutmuşsun; Öldü mü insanlık? Be Dursun emmi! Bir tek kızın kalmış halini soran, Yalnızlık gönlünde şiddetli boran, Derdin dert üstünde tepiyor horan; Hayatın viranlık, be Dursun emmi! Kısıtlanmış cümle faal efâlin, Yirmi yıldan fazla ibretlik halin; Gözünün önünde, gören ricalin; Sanki bir ilanlık, be Dursun emmi! Dilerim affını, çekme be artık, Her nefeste tövbe, tövbe de artık; Kapanmaz ki başka türlü bu yırtık; Yüce bir fermanlık, be Dursun emmi! Garibî’ye verdin, dersi azîme, Hatırlarım uyku girmez gözüme, Rabbim göstermesin benim özüme; Böyle bir zindanlık, be Dursun emmi… Garibî-Salih Yıldız……..12.02.2010 . |