İçim yandı.Ormanda ağaçlar, Üstünde, renk cümbüşünde dallar, Tek, tek düşmektedir, Dallardaki sararıp solan yapraklar, Hazan yine, kışa döndürdü, Çirkin ve de katil yüzünü, Kim bilir kaç can gitti yine, şu sonbahar yüzünden, Kim bilir, kaç kişiyi teslim etti kara toprakta Yaradan’a, Kimi acı çekerken, kimi daha hayatının baharındayken, Kimi daha ceninken. Sabah haberlerinde verdi, Bu gün, Flaş haber olarak televizyonlar, Lodos çıkmış gece, Bursa İstanbul, daha bilmem nerede, Bilmem kaç kişi zehirlenmiş soba zehirlemesinden, Hepsi de fakir, hepsi de varoşların halkı, Duydum ki, onlar. Sabi bi -çare. Buna fakirin, kaderi diyorlar bir de, Kimi de onlara bilinçsiz ve cahil diyorlar, Sanki onlar kaloriferli ev, nedir doğal gaz, nedir, Bilmiyorlar. Haydi diyelim öyle, ya şu mecburen yaktıkları, Henüz olgunlaşmamış ham haldeki, Kazanç hırsı ile çıkarılmış olan Ya şu kalitesiz kömürler neden çıkıyor topraktaki yerlerinden, Onlara ne, diyeceksiniz, Beyler. Dün gördüm, Bir yaşlı dede, sakalları uzamış Pejmürde, Sırtında bir çuval gidiyordu: evine, Dede dedim, bu kömürü bir araba tutup götürsene, Yorgundu, ihtiyar ; Çuvalı yere koydu, ve bana dedi ki, Sen orasını burasını boş ver evlat, Sen bana, varsa bir yorgunluk sigarası versene, Dedi: iç çekerek. O öyle der demez yandı içim, Burkuldu, yüreğim, Kim bilir bu memlekette aç susuz daha, ne kadar, insan vardı, Onun gibi Gariban, Kimi sokaklarda dilenen, Kimi gururdan halini belli edemeyen, Kimi sabahlara kadar titreyen, Kimi yardım bekleyen ne kadar çok, ne kadar çok yardıma muhtaç, İnsan vardı, Kimi bir ekmeğe muhtaç, kimi işsiz güçsüz dolaşan, Dolaşan, olduğu kadar, Bir de kazandığı parası çarşıya pazara ihtiyaçlarına yetmeyen, İnsanlar var da, bu memlekette, Düşünen yok, işsize iş yok çare arayan yok laf kalabalığı etmekten başka, Sadakayla avutulur sadece de, İş verilmez işsize, iş yeri yaratılmaz iş olanağı sağlanmaz, Nedense bilmem. A.Yüksel Şanlı er 28 Ocak 2010-01-28 Antalya. |
O öyle der demez yandı içim,
Burkuldu, yüreğim,
Kim bilir bu memlekette aç susuz daha, ne kadar, insan vardı, Onun gibi Gariban,
Kimi sokaklarda dilenen,
Kimi gururdan halini belli edemeyen,
Kimi sabahlara kadar titreyen,
Kimi yardım bekleyen ne kadar çok, ne kadar çok yardıma muhtaç,
İnsan vardı,
Kimi bir ekmeğe muhtaç, kimi işsiz güçsüz dolaşan,
Dolaşan, olduğu kadar,
Bir de kazandığı parası çarşıya pazara ihtiyaçlarına yetmeyen,
İnsanlar var da, bu memlekette,
Düşünen yok, işsize iş yok çare arayan yok laf kalabalığı etmekten başka,
Sadakayla avutulur sadece de,
İş verilmez işsize, iş yeri yaratılmaz iş olanağı sağlanmaz,
Nedense bilmem.
TOK AÇ'IN,SAĞLIKLI HASTANIN HALİNDEN ANLAMAZ MIŞ!AKILLARA DÜŞTÜĞÜMÜZ ZAMANLAR MALÛM? DUYARLI YÜREĞİNİZİ KALAEMİNİZİ CANDAN TEBRİK EDİYORUM DEĞERLİ DOST YÜREK,İNŞ.BİR GÜN BEKLENEN O GÜNEŞ DOĞAR!SELAM SAYGIMLA...