Kendine Yeniden
Anlattım mı sana,
nerden bildiğimi pekişmeyi, anlattıkça pekiştirmeyi sezdiğimi. kimsenin yalnızlığı değil, bir ağacın dibine sıyrılıp bırakılmış, yılan kavı uykular. gözlerimi kandırılabilir sanman, anka kuşuna küstüğündendir. henüz keşfedilmemiş bir yara sızlar, belli belirsiz dimağında. söylenmemiş bir ihanetin sadakatiydi, susup kalman yol kenarında. her sabah uzaklara bakardı, uzun uzun yumulu gözlerin. ılık rüzgar, yanağından saçlarına sıvarken ellerini, sen, günebakan bir siluetsin, gözkapağımın içinde şimdi, günü ve sadakati kutsayan. bir ben taş kesilmedim cevabından, bir sen yemedin hırsından cevaba kendini. ayağındaki sunağa, her doğan günde bir kurbanla, yeter kızıla kestiğin heykelleri baştan ayağa. tarihin unutkanlığa kapıldığı yerdir çöller. erkeğe yakıştırılan hiddetle, bir kadın bakışı sanılır, sapsarı ufka bütün susmalar. ağzında emziğiyle uyumuş hafıza, yok yere tedirgin etmiş kuytulukları. bir hayattan böylece süpürmüş seller, ölümden arta kalan matemini, -kendine iyi bak- kendine yeniden suyundan doğmak için….. yeniden kendine….. |