VEFÂ DUDAKLARIMI KANATIR...yamalı bir hurç aklımın omuzlarında yollar boyu yıllar boyu taşıtır kendini ağır çok ağır paslı bir murç sevdamın avuçlarında hasret balyozuyla vurur ha vurur kırmak ister duvarları lâkin duvarlar sağır dizleri bükülür ve cümle eklemleri sızlar hayatın dayanır sınırlarına nefes nefese kâinatın ser olur sır olur çöker eşiğinde sırra kadem bir sevdâ çağırır kış ortasında esrik adımlarla yalancı bir bahar yanaşır gölgeme bir merak bir heyecan indirmeye zorlar yükümü "ben taşırım" der güya gönlümü alır bilmez miyim ah bilmez miyim hani boş bulunsam hadi gel desem ömrü üç adımdır üç gün üç gece en fazla dördüncüde yorulur hercâi moru usanır susarım sorgusuz sualsiz cevapsız gönlümden çözülen zincir dilime dolanır işte o anda geriye sarar çilesini zaman işte o anda ok menzile varır acı tebessümlerle çöker kızıl kıvrımlarıma vefâ vefâ dudaklarımı kanatır… Ceyda Görk 3şubat2010 |
VEFÂ DUDAKLARIMI KANATIR.....................................vişne çürüğüne bulanmış aldanışlar
yamalı bir hurç aklımın omuzlarında........................ağır ve zahmetli
yollar boyu.........................................hiç hissetmedim oysa ağırlığnı
yıllar boyu taşıtır kendini........................yüreğimin en ulaşılmazında
ağır................................................çok ağırdır sevmelerim
çok ağır..........................................bir tutkudur kelimelerim
paslı bir murç sevdamın avuçlarında............................avuçlarımda tuttuğum sevdamın kokusu
hasret balyozuyla vurur ha vurur...............................öyle bir dağılırımki
kırmak ister duvarları..............................................duvarlarımda ki sıvalar zaten bölük pörçük
lâkin duvarlar...................................senin resminle dolu
sağır.................tüm benliğim ...sağır olmuş sultanlar
dizleri bükülür.......................................yorgun bitik bir hücredir sabahladığım
ve cümle eklemleri sızlar hayatın.................acıya kelepçelenmiş kör bir kuyu
dayanır sınırlarına nefes nefese kâinatın............bir tel çekilir...telden tel bir örgü
ser olur...................................................alın çizgilerimde
sır olur çöker eşiğinde.................................sırki en anlaşılmazından
sırra kadem bir sevdâ çağırır.......................yürürüm öylece..yönümü bile bilmeden..izinin sesine
kış ortasında......................................sıcak nöbetler vurur saçaklara
esrik adımlarla.............................yalpalayan bir ses belirir
yalancı bir bahar yanaşır gölgeme............yanaştığı gibide kalır
bir merak bir heyecan...........................hani nerde yeni tomurcuklanan renklerin
indirmeye zorlar yükümü "ben taşırım" der.......taşınmazmı..ağır da olsa sevmeler taşınır..
güya gönlümü alır.......................................işte böyle yaklaşır bahar pembesi
bilmez miyim..........................................gelmeyeceğini
ah...........................................son kez elimi tuttuğun o günü
bilmez miyim ...................................seninde beni ne denli sevdiğini
hani boş bulunsam ...........................içimden avazımın çıktığı kadar ağlamak gelir
hadi gel desem............................bir saniyede olsa görsem
ömrü üç adımdır...........................bir tebessümü ömre bedel
üç gün ......................................ömrümün ...40 gün ..40 gecesi gibi
üç gece en fazla..........................üç sevda sarhoşluğu
dördüncüde yorulur hercâi moru........ve menekşeler büker boynunu
usanır.........................................sevmelerim yordukçe renklerini
susarım..........................................konuşan sadece gözlerim
sorgusuz sualsiz cevapsız....................sadece sendeyim
gönlümden çözülen zincir.......................tek tek atılmalı uçurumlardan
dilime dolanır ........................sevdalı kelimeler
işte o anda..........................tutar gibi nefesimi zikrederim adını
geriye sarar çilesini zaman...........gitme diyesim gelir!!!!!!!!!
işte .............................vakit artık karanlığa bürünme vaktidir
o anda..........................kilit vururum hücremin kapısına
ok menzile varır ...............yine acılarla boğuşur benliğim
acı tebessümlerle çöker kızıl kıvrımlarıma vefâ .....................kızıl ala vurur..al ise sevdanın dudağına
vefâ...................................benim sevgim
dudaklarımı kanatır…....................................dokunmamacasına