MANİCE ( 49- MUŞ )Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Muş mu, Huş mu?.. İşte ünlü türkünün hikayesi...
Emekli Kurmay Albay Oğuz Kalelioğlu, Muş-Yemen Türküsü Gerçeği adlı kitabında ünlü türkünün hikayesini anlattı. Kalelioğlu, 117 sayfalık kitabın, “Muş-Yemen Türküsü’nün Tarih İçindeki Yeriö başlıklı bölümünde Ahmet Zeki Özdemir’e dayandırdığı bilgiler verdi. Birinci Dünya Savaşı’nda Muş’a asker toplamaya gelen İstanbullu, Askerlik Şubesi Başkanı ve Müzisyen Yüzbaşı Selahattin Ethem’in ilk defa geldiği Muş’un rampalı yokuş yolunu çıkarken dudaklarından “Burası Muş’tur, yolu yokuşturö mısralarının döküldüğünü, şehrin dağların arasında sisli ve dumanlı görüntüsü nedeniyle de, Yüzbaşı’nın “havada bulut yok, bu ne dumandır" mısralarını söylediği anlatılan kitapta ayrıca şu bilgiler yer aldı: “Şehrin içinde kadınlar ve genç kızlar ağıt yakmaktadırlar. Yüzbaşı soruyor: ‘Hayrola bacılar, hanımlar bu ağıtlar niye? Bir cenazeniz mi, acınız mı var?’ ‘Kumandan Bey, erkeklerimiz, oğullarımız askere gitti, senelerdir dönmedi.’ ‘Nereye gittiler?’, ‘Yaman illerine’, ‘Yemen neresidir, bilir misiniz?’, ‘Bilmeyiz, ancak orada gül-çiçek yoktur, çemen (çimen) vardır, erkeklerimiz mektuplarında çiçek yerine çemen gönderiyorlar.’ Bir müzisyen olan İstanbullu Yüzbaşı Selahattin Ethem Bey, hüzünle bir köşeye oturur, küçük defterini çıkarır ve Muş-Yemen Türküsü’nün ilk mısralarını kaleme alır." Kalelioğlu, kitabında türküde geçen yerin Muş değil, Yemen’deki “Huş" olduğu iddialarına da cevap verdi. Kalelioğlu, “Türkünün Muş’ta yazıldığı kesindir. Muş’tan Yemen’e giden askerlerin yakınlarının elemli ağıtlarını gerçek olaylarla birleştirip kağıda dökülmesiyle ortaya çıkmıştır"dedi.. Burası Muş’ dur Yolu yokuşdur Adına bir türkü var Her türkü de öykü var Türküde ki Muş’ mudur Yoksa adı Huş’mudur Meşhur Yemen türküsü Acep nedir? öyküsü Taa Muş’dan Yemen’e Gitmiş gençler Askere Ana’lar ve gelinler Boşa bekler tezkere Uzak Yemen elleri Yoktur gül, çiçekleri Gelinler ağıt yakar Koklarken çemenleri Kısaca bu öyküsü Muş’un Yemen türküsü Kimileri Huş derken Hikaye de öyküsü Yolu yokuşdur Muş’un Sevdası uçan kuş’un Bitti Yemen türküsü Manice’ mize koşun Defe vurem zımlensin Tüm Türkiye’m dinlesin Muş’un gönlünde yare Hu da bize kurtare Yağmur yağar taşlere Vurgunem kardaşlara Yağmış yağmış petare Kalkın gidah sıtare Kınayı getirmişler Banmağın batırmışler Yıllar yılı geline Böyle ağıt dizmişler İşte Muş’umdan Şive Bu kadar yeter size Burası türkü şehri Türküler yaksın bize Mektebin bacaları Kırtakom de bir kuş var Garşıda kıza kurban Haydin Muş’da cümbüş var Değirmenin bendine Güllü hamam üstüne Evler var hane hane Dağlar da meşelerde Ah le yaman Oğlane Mendolo, Anam anam Güzel Muş’u gezerken Türkülerle dolanam Çavuş dağı eteği Merkezimin göbeği Meşhurdur laleleri Ve nefis üzümleri Kalenin çevresinde Sekiler halindeyiz Selçuklu döneminden Muş’ da merkez ilçeyiz Romen Diyojen Bizans Karşısında Alparslan Malazgirt savaşını Türklere kazandıran Gururlu bir İlçeyiz Kimseye baş eğmeyiz Tarihimiz de şandır Malazgirt zaferimiz Malazgirt, Bostankale Mağara, höyüklerle Tarihi ipek yolu Burdan da geçer kolu Meşhur halk oyunları Aşırma ve koçeri Gerandi ve botani Tanı Korkut İlçemi Kız istemek törendir Önce kıza bakılır şerbetler içilerek Sonra nişan takılır Bir İlçe de bulanık Yaz sıcak kışın soğuk En büyük İlçemiz de Tarım ve hayvancılık Verimli geniş ova Haçlı gölde balık var Koyunlar ve kuzular Ekilir buğday,pancar Hasköy ilçemiz dardır Tarihi taa Bizansdır En küçük ilçemizde Halkın çoğu araptır Müsait depremlere Volkanikdir bu yöre Yüce Mevla’m korusun Varto çökmüş kaç kere Eski adı gımgımdır Kürtçe de deprem demek İlçe halkı bilinçli Hedef zarar görmemek Kışlar; uzun ve çetin Yazdan hazırlık başlar Güz mevsimi gelmeden Doldurulur mutfaklar Etler çokça kavrulur Sebzeler kurutulur Torbada paketlenir Soğukta tüketilir Peki neler mi yerler Anlatacağız dostlar Sabırsızlık etmeyin Adam’a ayıp derler Pırvaz diyorlar ona Yani kelem, lahana Sarımsakla tuzlanır Çömleklerde saklanır Reyhan, soğan ve çorti İçine ekşi hamur Bolca su koyularak Koca küpte saklanır Kış ayları gelince Güzel kemikli etle Çorti güzel kavrulur Yemeden zor durulur Lokman hekim geçerken Muş iline uğramış Lahana yiyenleri Görünce şaşalamış Bu kadar lahananın Sonunda hastalık var Bahar ayı gelince Bana burdan iş çıkar Ancak boşaymış tasa Belki zarar verirdi Uçkun adlı bir bitki Panzehiri olmasa Buğdaylar çuvallarda Değirmen de var sıra En büyükler Anne’ler Değirmen de geceler Pınağun ev ekmeği Değirmen şenlik yeri Un yapılan buğdaylar Ev de ekmek olurlar Nar tanesi, pirinçle Yumurta ve de etle Ana maddesi bulgur Bunun adı Muş köfte Haftada bir köfte var Çok severler Muş’lular Hafta direği derler Sadece bir gün yerler Meşhur ya lahanası Hazüt, kelem dolması Kışkik, kerçek ve herse Tatlı teter helvası Mırtoğe, gülük, kenger Sıpidak, kak, cavbelek Haydi dostlar gidelim Muş’ da bitmiyor yemek Zor kaçtık mutfağından Doyamadık tadından Manice gezdik, gördük Yemen’e selam burdan MEHMET FİKRET ÜNALAN |