Kaldırımlar
Kaldırımlar sokağa atılan ilk adımdır
Kaldırımlar bir ömür süren yol arkadaşı Kaldırımlar umuda açılan bir kapıdır Kaldırımlar yollarda kalanların gözyaşı Kaldırımlar tekdüze bir hayatın törpüsü Kaldırımlar çilesi yaşlanan bedenlerin Kaldırımlar sefilce geçen ömrün öyküsü Kaldırımlar şahidi en umutsuz günlerin Kaldırımlar tükenmek bilmeyen yolun adı Kaldırımlar gecesi, sabahı bahtsızların Kaldırımlar sokakta dolan ömrün miyadı Kaldırımlar yatağı, yastığı yurtsuzların Kaldırımlar kucaklar sokakta kalanları Kaldırımlar barınak evsiz, ocaksızlara Kaldırımlar doyurur aç, muhtaç olanları Kaldırımlar götürür uçsuz bucaksızlara Kaldırımlar selamlar evvela sabahları Kaldırımlar yolcular insanları evine Kaldırımlar kapatır her akşam kapıları Kaldırımlar karşılar insanı yeni güne Kaldırımlar perdeler isyanın avazını Kaldırımlar parlatır yüreklerin pasını Kaldırımlar ısıtır gecenin ayazını Kaldırımlar işitir dertlinin niyazını Kaldırımlar hamalı binlerce dert yükünün Kaldırımlar feryadı tükenmeyen sürgünün Kaldırımlar tanığı yüz binlerce öykünün Kaldırımlar taşıyor yorgunluğunu günün Kaldırımlar çilekeş bir ömrün yoldaşıdır Kaldırımlar acının, sefaletin sırdaşı Kaldırımlar yetmeyen bir günün telaşıdır Kaldırımlar tükenmiş umudun sabır taşı |
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir kuyuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..
NECİP FAZIL KISAKÜREK