merdiven aşığı
adam pencereye yönelir
perdeyi okşar elleri gün batımı ve konuşur muhatapsız
ardından kapının eşiğine yaklaşır ahşapların alkışlarıyla yanaşır o dilsiz hizmetkarına ve mırıldanır “duldaya sığınan kalbim kapıyı açar her gün olduğu gibi önüne çıkan merdivenin kulağına sırlanır “merdiven yolcusuyum tam ilk adım atılır merdiven başından belirginleşir o tanıdık siluet karanlığın inci mührü vurulur dizlere adam durur dudaklarında çömelip soluklanırken hayatın nefesi gözleri anne gören bebekler gibi büyür ve basarken bir yaşına daha o bebek mimikleri karma duygularla zımparalanır ve en kötüsü o halde konuşmak zorundadır “bak karşıda kim duruyor göz kapakları kapanır ve ardından telaşla açılır merdivene yığılır kalır ipsiz beden siluet kadının gözyaşlarına bağlı kukladır adam ellerinde mütemadiyen trabzanlar ve merdivendir o kadın |