KALENDERGeçesin ki kendinden, bu dünyadan geçesin; Ne dilersen karşına, önce kendine dile; Dile ki; düşmeyesin, utançta dilden dile… Ferâset kılıcınla, kibrini dile dile; Benliği eze eze… Anca ıslâh olursun… Yunusça nefes alır, mısralarda solursun. Boşa değil, nazımla, çiğnedin bu elleri; Bilirsin ki, gül kokar; gül verenin elleri. Bu düstûrla söz söyle, gücendirme elleri. İnsan insana gerek; idrâk et, ne olursun! Dünya ahret, tarlanda, ektiğini bulursun. Zaten, hayat değil mi, başlı başına çile! Dolam dolam tecrübe, ömrün zamana çile Hecehâne içinde; çektiğin altın çile Fark eder mi, sarrafı, bakır dese n’olursun! Hikmetin mi sarsılır? Hepten mi kaybolursun! Sanma işim serzeniş, kahir, kahır; hep sitem… Salih ERDEM / AYDIN |
OKUTAN BİR ESERDİ
GÖNÜL PINARINDAN DUYGU SELİ DAİMA AKSIN
SAYGILARIMLA DOST