NA’Ş OLUR, DOSTLAR!
NA’Ş OLUR, DOSTLAR!
Dost, eylemez dostuna kusur Sohbetleriyle bulurlar huzur Muhabbette gönülde yer bulur O Sohbet-i Muhabbet ile olur Dost, dosta mevsuk-ul kelimi Gönülden olur ona mevhibesi Tatlı, tatlı sohbet eylemek.. Ruhun lezzetine meyletmek Âlem-i Gönülde birleşmek İse; âlem-i esbabı neylemek Dost dosta mevsuk-ul kelimi Gönülden olur ona mevhibesi Afifâne, dostuna eğilen başlar Her derde gözden akan o yaşlar Dostlar itaat eyler, eğmez kaşlar Dost için ona; na’ş olur, dostlar! Alem-i Sır * * * * * * SOHBET: Konuşma, sevdiği kimselerle yapılan toplantı. * Birlikte oturup tatlı, tatlı hakikat üzerine konuşmak* MUHABBET: Sevgi, sevme. * Sohbet. Ruhun, kendisinden lezzet duyduğu şeye meyletmesi. MEYL: Ortadan bir tarafa eğik olmak. * İstek. Yönelme. Arzu. * Sevme, tutulma, âşık olma. * Gönül akışı. MEVSUK-UL KELİM: Sözlerine inanılır. Söylediği şeylere i’timad edip güvenilir. İ’TİMAT: (İtimad) Güvenerek bağlanmak. Emniyet etmek. Bir şeye kalben güvenip dayanmak. MEVHİBE: İhsan, sevgi. Hediye. ÂLEM-I ESBAB: Sebepler âlemi. Her şeyin bir sebebe dayanarak olduğu âlem. Bu dünya. NEYLETMEK: Ne yapmak AFIFÂNE: f. İffetlice. Temiz olarak. Nazif olarak. İFFET: Namus. Temizlik. Perhizkârlık. Nefsi behimî temayüllerden men etmek. Helâle razı olup haramdan kaçınmak. PERHİZKÂR:Perhiz eden, nefsini tutan. Zararlı şeylerden, günahlardan sakınan. TEMAYÜL: (C.: Temayülât) Meyletmek. Bir cihete iltifat etmek. Bir tarafa eğilmek. Bir yana çarpılmak. Bir yana veya bir kimseye fazla taraftarlık ve sevgi göstermek. CİHET: (C: Cihât) Yan, yön, taraf. Sebeb, mucib. Vesile, bahane. Evkafça olan vazife, maaş. Yer, mahâl, semt. NA’Ş: (naaş) Kefene sarılıp tabuta konmuş ölü. Cansız vücut. * * * * * * NOT: Lütfen!..Bu ve buna benzer (kelimelerle) yazdığım bazı şiirlerimi yanlış algılayıp anlamamanızı rica ediyorum. Bazen böyle yazmak bana değişik bir ilham veriyor ve hoşuma gidiyor, ondan yazıyorum. Herkese saygılarımla, teşekkür ederim! |
çok güzel çok manalı bir şiirdi yazan yüreğe sağlık ...