YARİN HAYALİBir adamdı: altmış yaşlarında ya var, ya yoktu, Belli görüp geçirmişti, yolu yordamı çoktu, Yüzünde, yaşamının acı izlerinin yorgunluğu, Kalbini sarmıştı belli ki, aşkın buğulu gizemleri, Oturduğu yerden usulca kalkıverdi, Yanındakine aniden tok bir hitapla seslendi, Dur! Dostum sus yeter konuşma deyiverdi, Titriyordu... İçi içine sığmıyor, başı dumanlı sızlanıyordu, Kıpır kıpır kıpırda, acılarla kıvranıyordu, Derinliklerinde ki yankısıyla, içten içe yanmalarda, Izdıraplar içinde, çılgınlarca feryatlarıyla, Gözler kanlara boğulmuş, isyankâr bir biçimde Benim tek aşkım, bir tanem ah! ahu gözlüm diye! İçinin batkınların da, kıvranarak durmadan inliyor, Yârin nefesinin, o okşayıcı ılıklığını hissediyordu, O duygularla sisler arası bir buğulu sülüetini görüyor, Bakıyor ona, hüzün içinde bakıyor, Bakıveriyordu! O güller gülünün siması, gözlerinin içinde kalıveriyor, Ellerinin, tüm o yumuşacık, müşfik sıcaklığıyla, Durupda bir inilti ile düşünüveriyor, Düşünüyor, Üşüyor... Yerinde bir türlüde, barınışta duramıyor, Aşkım! Nazlılar nazlısı, can yârim diyiverdi, Elleri boşlukta, iki yana usulca iniverdi, Birden sus pus oldu, Yüreği yangınlarda sustu, Sustu durdu... Başı öne düştü, o dertli göz pınarındaki yaşlarla, Sızım sızım da elemlerde sızlanıyordu, Derince titreyip, sarsıla sarsıla ağlıyordu, Çok uzaklarda ki, o sis bulutlu duygularıyla, İçini yakıp kavuran ızdıraplı hislerle dolu, Sevgilinin o hain, hissiz vefasızlığına da, Hayatının onca boşa geçen, yıllarına da, Çaresiz boynu büküklüğüyle, Ansızın irkilip uyanıp da sirkelini veriyor, Hayatın kendisine yaptığı o katı zulmüne, İsyanlar ediveriyor, Yanıyor, Kavruluyordu Ve hıçkırıklarla ağlıyordu, Mazinin tüm duygu ve yaşamına, Sevgiliden geri kalan tüm hatıralara, İsyanlarda... İçinden bir çırpıda her şeyi çıkardı sildi, Söküp içinden atıverdi, Yeter artık yeter DUR! Artık Dedi. DUR! Hele bir dedi, Yavaş yavaş soluklanıyor, Tıkanıyor, Dizlerinin tüm bağları aniden çözülüveriyor, Usulca, o yere tüm kırıklığıyla, sessizce çömeliverdi, Senin içinde yanıp, kendi içinde kavrulup da kül oluverdi… . AZAP… |
Neden niçinleri belki kendisine ve dostu dört duvarlara sormuştur
Aşk acısı pek duyulmaz...Duyulduğunda acı bir öykü olur dilden dile....
Güzel bir anlatım ...Kutlarım....