SIKINTI
SIKINTI
Karanlık bir dehliz görünmez dibi Ruhuma yapışan kasvet kalkmıyor… Görünmez adımlar, uçurum gibi Yanması gereken ışık yanmıyor… Varlıkla yokluğa hapsolan gönlüm, Gardiyanım gibi bekliyor ömrüm, Yeter artık bunca yıldır süründüm, Büklüm olmuş belim doğrulamıyor… Koştukça önümde uzuyor yollar, Hayat beni onulmazlara zorlar, Beynim ortasından ikiye çatlar, Nasıl bir dert ise aklım almıyor… Ağır, ağır çıkarken merdivenleri, Yük ağırlaştıkça sarsar bedeni. Tepenin başında gördüm kefeni, Toprak hasretinden beni bekliyor… Geri dönüp şöyle maziye baksam, Çektiğim dertleri size anlatsam, Eklesem-çıkartsam, bölüp’te çarpsam, Ezilmişliklerim tokat vuruyor… Ağlamak isterim ağlayamam ki, Gözüm pınarları kurumuş sanki. Sıkıntı bastırır beyni inan ki, Özümdeki ateş dışa vuruyor… Yak ışığı haydi bir bak içime, Çıksın aşikare varsa gizlide, Yoksa gönlüm tehlikeyi sezdi de, Ondan mı talihim artık gülmüyor… Çevrilmiş ağlarla, yok mu çıkışım? Kimselere gitmez bu haykırışım, Çölün ortasında kalakalmışım, Ömür savrulurken, güneş yakıyor… Bir yudum su veren kimsecikler yok, Kalbimin mecali, bir isteği yok, Hayatta beklenti, bir gelecek yok, Ömür tükeniyor, ümit bitiyor… Necati ŞİMŞEK 09.06.2007 Ankara |
yüreğine sağlık,.
çok güzeldi.harıkaydı dizelerin
kalemin daim olsun .
değerli şairim sevgilerle...