Kaktüsler Ağlıyormuş.
Gündüz Ağlıyordu ;kanat çırpan serçelere.
Bir tedirginlik sağlıncağıydı , öksüz yollar ,ağaçlar ,denizler. Bir yok oluş narasıydı, Eriyen buzullar. Kimse Sahra’ ya sormadı, Çünkü , Antartika ’da hiçbir penguen okula gitimiyordu. Haliyle önemli de değillderdi. Gecelerde kum fırtınaları daha çok, daha tez oluyordu. Kökleri derinde olan kaktüsler bile acıdan çığlık atıyordu. Siz duyamıyordunuz. Çünkü Kaktüsler dilinizi bilmiyordu. Ozon tabakasını çıkarıp bir cigara daha yakıyordu Adam... Zaten , Ozonun da ne olduğunu bilmiyordu. ’Allah Devletimize Zeval vermesin’ Elleri Tütün kokuyordu. Akciğerleri artık konuşmuyordu. Adam nefes alamıyordu . Ve bunu farketmiyordu... Bu arada... Amazon ormanlarında, Yaşlı Ağaçları boğazlayıp kesiyorlarmış, Seslerini kimse duymuyormuş. Şaşırmadım... ... Umut KURU |
"İşte kardeşlerim bahar geldi; güneş toprağı kucakladı, bu sevginin meyvalarını yakında göreceğiz. Bütün tohumlar uyandı; bütün hayvanlar da öyle. Bizim varlığımız da bu gizemli güç yoluyla oluşmuştur, bu yüzden biz bu topraklarda yaşama hakkını, kendimize olduğu gibi bütün komşularımıza, hatta hayvan komşularımıza bile veririz. (Reis Tatanka Yotanka-Oturan Boğa)"
Yürekten kutladım. Teşekkürler
Sevgilerimle