düşlediklerim
istediğim bu değil aslında!
Sana bir şiir armağan etmek değil elbette... Bir iki satır güneşten aydan bahsetmek değil niyetim, Sana seni anlatmanın manası var mı? ben sana güneş desem,ay desem; sen hiç pencereme gelmesen, benim seni beklememin bir faydası var mı? istediğim bu değil,hayır! sana süslü sözler bırakmak değil giderken elbette... Çünkü kimi zaman gitmek gerekir uzaklara, özlenmeyi bilmek gerekir,özlemeyi bilmek. çok şey gerekir bir sevdayı ayakta tutabilmek için; korkmamak örneğin... dur! bir şey söyleme lütfen. amacım seni üzmek değil; sen gözyaşları içinde boğulurken, nefes almamın imkanı var mı? istediğim bu değil,adım gibi eminim! çizdiğim tüm mutluluklarda seni koydum ben baş köşeye... çok zaman geldi boyam bitti, siyah beyaz dünyalar karaladım gönül tahtama, dersleri boş geçerken yüreğimin sınıfında; senin sesin doldururdu sıralarımı... olmasan da sen yaratırdım ben kendime; kanatırdım llerimi,kendi ellerimle. Bilirdim sen akardın içimden, yalnızlığımı paylaşırdın... ama söyledim ya; istediğim bu değil elbette! ben ellerini bırakmak için tutmadım ki, en büyük tepelerin yamacından geçerken korkayım. ben bir hırkayım sırtına sarılmış, yük olmak için değil,yük almak için ancak. istediğim bir tek sensin ey sevdiğim, sevdiğin bir kitabın son sayfaları gibi bitmek değil... yoksa okumanın bir değeri var mı? düşlediğim bu değil benim; yatağın bir ucunda hiç dolmayacak bir boşluk... |