Bu benim dünyam
Onca zaman geçtim
Düşündüm; Beş bin yıl önce Ya da beş bin yıl sonra doğmuş olsam Acaba gene aynı Ben mi olurum. Zamanımın bana yüklediği görevleri bilen Etrafında dolanan Onca sorumluk diye bağıran Efendilerden birini seçmek İlla, birilerinin kölesi olmak mı gerek. Ah deli aklım, Gene evrenin derinliklerine fırlattın kendini; Basit bir teliksi olup giymek varken terlikleri Yüzmek aynı su birikintisinde Neden zorlarsın beyninin cidarlarını, Sen nesin, Kendinde misin? Gene başladı diyor dostlar, Akılanmaz bu, İflah olmaz bir dert bununkisi. Kendi mutsuz, anlamsız dünyasına Birilerini çağırır durmaz yerinde San ki her şeyi çözmüş Bilmiş kendi varlığını Nasıl bir ruh olduğunu. Yok yok Allah’ım Ne zaman döner bu ruh yurduna O zaman akıllanır. Lakin kendini bilmeden geçen Zaman, Onca efendiye köle olmak Çeşit çeşit yaşama, yalancı pençeler atmak, Durmadan dolanmak düşünmeden; Hey dostum senin derdin ne? Sonuç; Terliklerini çıkar, Terliksi hayvan değilsin, Koca bir evrende bu zaman senin. Sen bu zamanın tek Bir başka benzeri olmayan erisin. Nasıl tozlu raflara sığınır aklın Neden dondurur kendini Bunca zaman içinde dolanmak Aynı sabaha uyanmak niye. Boşver sıra sıra putları Boşalt aklını Aklın seni özgür bırakacak... (Ocak 2010) |