İ H A N E T (Empati Şiirleri - 1)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Her zaman olduğu gibi öncelikle herkese hayırlı sabahlar diliyorum. Hatırlayacaksınız birkaç gün önce "İhanet" isimli en son yazdığım şiirimi sizlerle paylaşmıştım. Çünkü bu şiir benim için birçok açıdan önem arzediyordu, Şöyle ki,
1 - Çağımız toplumunda "İhanet" çokça yaşanan bir olgu olması, TV dizilerinden tutun da insanlar arasındaki sohbetlerde bile son derece sıradan birşeymiş gibi konuşulması hatta ihanet etmeyenlerin beceriksizlik ve cesaretsizlikle suçlanması, 2 - Son günlerde seyrettiğim ve 2006 yılında vizyona giren "İlk Aşk" isimli Türk filminin içeriğinin beni çok etkilemiş olması, 3 - Bugüne kadar kaleme aldığım şiirlerimin en uzunu olması ki; sadece düz bir şekilde okumayla bile 11 dk. da ancak okunabiliyor olması, 4 - Ve en az bu sebepler kadar önemli olan bir sebebi daha var ki; bu şiirimin bir bayanın ağzından yazdığım ilk şiirim olması, 5 - Son olarak da isteğimi kırmayarak ve büyük bir zaman ayırarak şiirimi seslendiren ve harika yorumuyla şiirime ciddi anlamda hayat katan www.radiokaan.biz adresinde yayın yapan Radyo Kaan’ın yayıncılarından Sevgili Dj_Gizemli’nin de verdiği bu emekle en az şiirin metni kadar yorumunun da harika ötesi olmasıyla ve Dj_Gizemli’nin sesinin şiirin içeriğine uyan ve uyabilecek en mükemmel yorum olmasından yola çıkarak bu şiirimi önce sizlerle sonrasında sizlerin aracılığınız ile ulaşabildiği yere kadar herkesle paylaşmak istedim. Bugüne kadar ki şiir yolculuğumda 400 civarı şiir yazdım ve bu şiirlerimi en büyük şiir ve edebiyat siteleri olarak bilinen www.antoloji.com/metin_eser ve profil.edebiyatdefteri.com/metineser/ adreslerinde tüm internet kullanıcıları, okuyucularla ve şiir severlerle paylaştım. Şiirin sesli yorumunu zaman ayırarak mutlaka dinleyin ve eminim ki, bana hak vereceksiniz. Sizleri seviyorum ve bu şiirime (Dj_Gizemli yorumuyla beraber) vereceğiniz destek için sizlere şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum. Sevgi ve muhabbetlerimle Metin ESER bu sana isyanımdır ve bin çığlık içimde, gözlerinde gördüm ilk, ihanetin adını, söyle, ........çok mu beğendin aldatmanın tadını. sanaydı bütün sevgim, sanaydı tüm saygım, ve yine sırf senden yanaydı hayattaki tek kaygım, uykularımı böldüm sana, hayallerimi böldüm, ekmeğimi, aşımı, ..........gözümdeki yaşımı böldüm sana, bir an bile yoktu ki sensiz geçirdiğim, bir lokma yememiştim seni düşünmeden, söylesene sevdigim, söylesene, .....her isteğini yapmadım mı hiç üşenmeden. seni beklerken yalnız gecelerimde, birtek senin hayalin vardı yanımda, ve sevgin dolaşıyordu kanımda. kaç gece biriktirdim bilir misin sensiz, ve kaç gece yalnız kaldım nedensiz. ay ışığı girerdi de penceremden, onu bile senden gelen bir ışık sanırdım, ve gecenin en geç vakitlerinde bile, ..........sen geleceksin diye bekler, ve geldiğinde sana koşar, her sözüne koşulsuz inanırdım. varlığınla bile benim tek kârımdın, ellerinin her dokunuşunda hârımdın, yokluğunun korkusuyla nârımdın, ve sen de biliyorsun ki, ..........dünya ahiret tek kararımdın. bilirsin ben içkiyi sevmezdim ..........ve hiç de içmezdim, ama seninle doluydu her yanım, ve ben yalnız sana sarhoştum, sen yanımda iken bir hoştum, ve yıllarca sana, yalnız sana koştum, ben sana koştukça, ..........sen benden uzaklaştın, önce duygularını aldın benden ..........sonra ellerimi bıraktın, ..........sana okyanus dolusu sevgilerimle geldim, ..........yalnız sana adanmış hayallerimle, ..........ve ellerimde binbir çeşit çiçeklerle geldim sana, ama sen, ama sen, ..........hergün daha uzağa kaçıp ıraklaştın, ben okyanustum sana yağan, ama........ sen her defasında kuraklaştın..... sen de biliyorsun ya, ..........yıllar boyu herşeyimi sana açtım, ..........ama sen her defasında kaçtın, ..........içimde öyle bir demdin ki, ..........’katran karası’ az gelirdi tarife. ama yine de içtikçe içesim gelirdi seni, ve çok sevdiğini sanırdım beni. sonra şimşekler gibi çaktın birgün, ve hayat yaşanmaz oldu hergün, altında kaldığım son depremdi ihanetin... aslında, aslında ..........bu ilk aldatışın da değildi, biline, ..........son da olmayacaktı, ..........ama sen ’bir daha olmayacak’ derken bile, ..........yalan kokusu çoktan sinmişti diline. bende her mevsim sendin, ..........ve her mevsim bahardın, ..........birtek sert sözünle bile, ..........yüreğime yağan kar üstüne kardın. sözlerinle bazen volkan, bazen tufanları getirirdin, ve sana süslediğim hayallerimi, bir çırpıda söker götürürdün. Ama ben, ..........sabrettim ve sustum her defasında, ..........’belki’ diye başlayan cümleler kurardım, ..........gönlümün bir anlık sefâsında. sen beni aldattığını sandın ama, aslında kendini aldattın, gerçi ben herşeyin farkındaydım, öpüşlerin, sevişlerin, sözlerin hep yalandı, ve gözlerime bakışların ihanetine ilândı. peki bilir misin? bana kaç kez dokundun, ’seni seviyorum’ diye kaç kez sokuldun, an geldi hatalarımdan yana dert yandın ama, oysa aynı anda, iki gönüle birden yakındın. sana erim dedim, beyim dedim, kocam dedim, herşeyi senden öğrenmedim mi? bir lokma ekmeği bölüşüp, bir yudum suyu paylaşmadım mı? seni başıma tâc ettim, kalbimin yaralarına ilaç ettim, oysa sen, beni bir buseye muhtaç ettin. her arzuna eğip boynumu, yalnız sana açtım koynumu, ve bil ki, ..........hiç elime değmedi nâmahrem eli, ..........düsüncemde bile esmedi ihanet yeli, ..........ve yürek kıyılarıma vurmadı hayâli. farkında mısın bilmem, bir de dün akşam eve geldiğimde, ..........bana en ağır hesapları sordun, ..........beş dakika geç kalışımı bile, ..........binlerce ihanete yordun, oysa sen, oysa sen, beni kaç gece yalnızlıga terkettin, ve "gece siyahı" yoklugunda, ..........bana ne zehirler zerkettin... önceleri, kulagımın üstüne bir gül koyardın, sonrasında kırmızı bir elma soyardın, yarısını ben yarısını sen yerdin, ve ’bir elmanın iki yarısıyız’ derdin, şimdi iki ayrı hayat olduk, ...........iki farklı dünya... artık susuz kalmış çiçekler gibi solduk, zaman su misali aktı... ve mutluluk yerine hüzünle dolduk. sorarım sana sorarım, söyle, "parmagındaki yüzük neyin nesiydi", ben söyleyeyim istersen, "bana verdigin sözlerin ifadesiydi." benim kurduğum hayallerden sen uzaksın, senin arzularından ben ırak, bir zamanlar, ..........dilinde ne güzel sözler vardı, ..........bakışların beni sıcacık sarardı, oysa şimdi bütün hayaller, ..........sonbahar yaprakları gibi sarardı... sen benim Istanbul’umdun, sevmeye ve yaşamaya doyamadığımdın, yerine hiçbirşeyi koyamadığım... ve sana toz kondurmaz, ..........kimselere söz söyletmezdim, senin adını anarken dudaklarım yanardı... yokluğunun korkusu, ..........içerimde damla damla kanardı... içime ılık ılık birşeyler akar, sonra her dokunuşun bedenimi yakardı... yalnız şunu bil ki; bana bu son yaşattıkların bir deniz ise, ..........sana yazdıklarım denizden bir damla, .....var artık gerisini sen anla. bir de, beklemek güzeldi seni, ..........çünkü er yada geç geliyordun, özlemek güzeldi seni, ..........sen de beni özlüyordun, sana aşkım desem, ..........heyecandan ayağa kalkar, ..........ve bana can katan gözlerinle, ..........hayat dolu bakardın. şimdilerde; ..........ölümleri saçıyorsun üzerime, ..........sönmüş bir ateşin küllerini savurur gibi. her halin bâkirdi ve sözlerin yalansızdı, bana yaklaşımların varya, onlar da talansızdı. şimdilerde bakışların benden kaçıyor, sözlerin her defasında binlerce yara açıyor, ve gözlerin dalga dalga ihanetini saçıyor. sana söylemek istiyorum, bilmediğin birşey var, kadınlar aldatan bakışları anlar, ama....söylenen yalanları da dinler, sen sanırsın saklıdır ihanet, oysa ihanete gerekmez kehanet. ve bil ki, ............her yalanda bir iz gizlidir, ............sen farketmediğimi sanırsın, ............söylediğin onca yalana inanırsın, ............ve içinde sen olmayan bir seni tanırsın. oysa, ............ben herşeyi biliyordum, ............üç sene evveldi, ............aylardan temmuz, ............ayın öndördüydü, ............bana ilk yalanı söylemiştin o gece, ...............’ayın ondördü gibisin’, ...............’dolunay gibi parlak’, ...............’hayatı sende görüyorum, mutluluğu sende’ ...............demiştin, ve daha onlarca yalanı ardı ardına eklemiştin. dahasını saymam sana, çünkü, .........ağaçlar kalem, denizler mürekkep olsa, .........bir milyon sene de ömrüm olsa, .........ve çektiğim acıları yazsam bile, .........yine de içimdekileri dökemem dile... bu kadarı yeterli, daha fazla söylemem, sen beni oyaladın ama... merak etme ben seni eylemem... ey sevdiğim dediğim, yüregime ilmek ilmek işlediğim, senin için ihanet belki tatlıdır, bir yürekte iki sevda belki hayatlıdır, ama artık, ama artık seni terkediyorum, bana tattırdığın zehirleri sana zerkediyorum...... dahası bundan sonra, gör bak neler olacak, hayatına nice acılar ..........damla damla dolacak, ve de pişmanlıkların ..........seni yudum yudum boğacak. ve gidişim.........., ardımda binlerce depremi bir anda koparacak, tonlarca yıkılmış hatıranın altında kalacaksın, belki arkamdan konuşup günahımı da alacaksın, belki de bin bedduayı birden peşime salacaksın, ama bil ki, vicdanınla basbaşa kaldığın hergece de, müebbet hapislere mahkum olacak... ve her nefes alışında ..........kaybetiklerine kahrolacaksın. artık istemiyorum, ..........benden bir iz kalmasın sende, dahası bir sen kalmadı bende... elveda ihanet, elveda sancılı yıllar, son sözüm şu ki, yaşayarak ögrendim ihanet çok acıymış, ve sen de biliyorsun ben acıyı sevmem, artik gittim, artık gittim...ve sen de bittin.... Metin ESER 10 Ocak 2010 / Akşam 10:10 Mühlheim am Main / Almanya (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. Bugüne kadar 400’e yakın şiir kaleme aldım. Geçenlerde TV’de izlediğim bir filmin çok etkisinde kaldım. Filmin ana teması; ihanete uğrayan bir kadının yaşadıklarını, senelerce sürmüş bir hayat arkadaşlığının nasıl da heder edildiğini, çekilen acıları, hayal kırıklıklarını ve nice ümitlerin sönmüş bir ateşin külleri gibi nasıl da pervasızca dağıtıldığını konu ediniyordu. Dediğim gibi çok etkilendim ve erkek tarafında olmaktan dolayı çok utandım. Allah’a şükür bugüne kadar hiç ihanet etmedim ve ihanete yeltenenlere bile çok büyük tepkiler verip, arkadaşlık defterimden sildiğimi dostlarım bilirler. İşte sevgili şiir ve edebiyat dostları, buradan yola çıkarak kaleme aldığım bu şiirimi beğeninize sunuyorum. Eğer siz de benim tarafımda iseniz ve bu şiirdeki ifade edilenlere hak veriyorsanız ki, insanlıktan nasibini alan hiçkimse bunun aksini zaten iddia etmez. Sizlerden istirhamım bunu maille yada Facebook’ta yayınlayarak mümkün olduğunca çok yere ulaştırmanız. Çünkü dinsin bu acı ve kadın gibi şefkat ve sevgi abidesi bir varlığa bu işkence bitsin artık. Sevgi ve muhabbetlerimle. Metin ESER |
Ve ihanet; öyle soğuk öyle insanlığın yüceliğine yakışmayan şeydir ki o. Sevmeler, verilen sözler, her dokunuşunda kalbin duracağını sanmalar, fedakarlıklar bir anda yok olur ihanetin ellerinde.
’bir elmanın iki yarısıyız’ derdin,
şimdi iki ayrı hayat olduk. İHANET; elmanın diğer yarısını kemiren kurt galiba.
Çok güzel idi, kutlarım.
Bu arada yorum enfes idi. Kutlarım.
Sessiz Peri tarafından 11/8/2010 1:37:30 PM zamanında düzenlenmiştir.