Kuşadası Esintileriı sen şairsin diyordu sultalı bir ses ben bir kadının bacaklarını seyrediyordum genç bir kızın uzun kirpikleri batıyordu bakışlarıma uzuyordu aldığım her nefes kimseyi dinlemiyordum.. ıı bir gamın perde aralığından seyrediyordum geceyi kuşadası’nda daralıyordum tütsüleniyordu gözlerim alçaktan uçan kuşları vuruyordu birileri ben hep sana yükseliyordum.. ııı ateş böcekleri başlatırken sevişmeleri gün batımları oynaşıyordu gözlerimde dua ediyordum almasın rengini kanımızdan ve tükenmesin diye dağ çiçekleri ıv acı uzakta olmanın adı eğilince yüzüne gecenin iki kişilik yorgan gökyüzü örtülür üstüne özlemlerin başımı vurduğum duvarların ustası hüzün bilmelisin ölümlerimin şahididir sensiz her yeni gün v hüküm giymedi aşklarımız konuşsak / susmasak biraz sevişsek seninle bilinmeyen bir yönden gün ışıyacak yırtılacak karanlığı gecenin zamanın zembereği kırılacak vı ölmek kolay etim kemiğim acımadan vazgeçmek olmasa sevdandan vı bir adak mumu kadar ömrüm söz etme / sevdan bir yalan yalan be gülüm yalan be can gene de geceme açmazsan her düşen yaprağında ben bin kez ölürüm hadi sapla son dikenini / değişiklik olsun / bir gülün renginden gelsin ölüm.. |
vazgeçmek olmasa sevdandan
şairler bu yüzden hep acılar içinde ölmezmi şair...
tebrikler