GARDİYAN
Nezarette uykusuz geçen gecelerde
Suçsuz ellere vurulan kelepçelerde Mevkufça girilen hapishane kapısı Feryat feryat hürriyete çağrı yakılan Soğuk,dört duvarların arası. Ve hissiz,duygusuz,gaddar demir parmaklıklar Yol vermiyor bana bilmezki evde bekliyorlar. İkrarla dolu bin insanın,bin beyni Hala imkansızlık yolları,hala itirazlar. Ne gelen var,ne giden Ne hal soran var,ne de bilen Kaldık dört köşe arası öksüzce,yetimce. Nezarethane bu! fani dünya değil ki Gözler yollarda kaldı belli değil mi ki. Ne gelen göründü,ne giden duyuldu Atılır öylece insan;var mı ki suali,sorgusu? Hey gardiyan!bir telefon isterim konuşmak için Anamı özledim,arasam dertleşmek için. Ver be gardiyan,son isteğim bu kırma beni Ne yarı unuttum,ne de beyaz kefeni, Hangisine kavuşacağım bilebilir misin? Yar bir tarafa,ahiret bir tarafa Kaldım ortalarda böyle,kaldım kararsızca. Ah ah şimdi evde olacaktım,elimde çayım Gecemdeyken bekleyecektim sabahı. Nedir burası be gardiyan,nedir burası? Sanki de öksüzün,yetimin yuvası. Ne gecesi var,ne de sabahı. Beklersin sabahı bakarsın gece Beklersin geceyi bakarsın sabah Gardiyana da sormak bin kabahat. Saat kaç be gardiyan söylesene bana Geç kaldım eve,merak etmişlerdir desene. Suçlu çağırışlarından suçlu bildim kendimi Kelepçeler elimi,ben de kilitledim kalbimi. Yeter be gardiyan bana bakma öyle Korkutuyorsun beni bakarken böyle Sen de aç ağzını,sen de derdini söyle Şu bağırışlar bedeldir bin sevgiye. Ne de uzunmuş şu bitmek bilmeyen geceler Uyku girmez şu garip bakan gözlere Bu gidişle nasıl geçer verilen seneler? Şimdiden sıkıldım be gardiyan. Neden gelinliğe bürünmüş,yok olmuş pencereler? Yeter artık gelmedi mi hiç gelmeyenler? Karanlıklar içindeyim,neden titrer bu eller Yatma zamanı mı geldi?desene yanacak yürekler Gözlerime uyku girmez nasıl bitecek geceler. Saniye saniye,dakika dakika görülür hayaller, Ne de dayanılmazmış şu kahreden maziler. Haydi gardiyan bir sigara ver de Belki kokusu alınır,merak edilir garipler!!! |
İsmi bile taş duvarları kadar soğuk "ceset"gibi.Ancak günümüz dünyası,her ne hikmetse,dostluklara kelepçe,insanlığa fıranga,paylaşıma hamallık,iyiliği yağcılıkla eşdeğere getirilince,"gardiyan"ların bulunduğu ceza evleri haliyle dolup taşmakta.
BEN ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZ DİYENLERE VAR GÜCÜMLE KARŞIYIM...Bir sanatçının kasetinde ki şu iki kıta beni teyit eder mahiyettedir..Diyor ki?
SANMAKİ HER ZAMAN SUÇLULAR GİRER
BİRDE YUSUF OLMAYI DENESENE....ÖYLE DEĞİLMİ A DOSTLAR HER YARGIÇ GÖMLEĞİN ARKADAN YIRTILDIĞININ FARKINA VARMAYA BİLİYOR...
Tüm acıların rafa kalktığı,insanlığın yeşerdiği,herkesin birbirine saygı duyduğu güeeel günleri görüp yaşama umuduyla.
"Mevkufça (zanlı)girilen hapishane kapısı"
"Yeter be gardiyan bana bakma öyle"
"Yeter artık gelmedi mi hiç gelmeyenler?
Yaralı yürek gibi,dizelenen bu satırlar,hakikat perdesini sanırım aralıyordur.Elinize sağlık olsun efendim....
Allah(c.c.)kimseleri düşürmesin,kimseleride zalimlere yem etmesin....