ÇARPMA
Ey mübarek nerden bilirsin aklımdan geçenleri,
Ressammı zannetin her duvara şekil çizenleri, Nasıl savunursun masumlara batan dikenleri, Ne kadar çırpınsanda ayıramayacaksın sevenleri, Kaldır başınıda bak sonsuz güzellik sunan arşu alaya, Hakir görüpte insanlığı alma sakın sinsi sinsi alaya, Farkında olmadan tuz basarsın bedenindeki yaraya, Bir gün pişman olursun, o narin başını vurursun kayaya, Duymadınmı atalarından sevenleri ayıranlar onmazlar, Nefisleri, mideleri aç olur, dünyayı yeselerde doymazlar, Yer yüzüne sahip olsalar, ahiret için bir tek yatırım yapmazlar, Kitaplar yazılsa, kafatasına kazılsa, bir tek güzel söz almazlar. Sen beni, bende seni sevmek zorunda değiliz, ama biz biriz, Ben Erkek, sen dişi olabiliriz, ama ikimizde bir bedeniz, Ben yaşayarak, sen sadece görmek istediklerine bakarak gezeriz, Amaçsız çatışmalarımızla ayaklarımızın altında kaç canlı ezeriz. Geç kalmadan sana dostane uzanan eli tut ve bırakma, Adına yazılmış bir birinden değerli kitabeleri düşünmeden yakma, Kurtuluşu olmayan uçurumdan bile bile aşağı sarkma, Sana son sözüm, gittiğin yol yol değil, sakın zehirli dikenlere çarpma. |