Söylesene Be SevdalımHangimiz bile bildik, Şu yolun sonun geldiğini, Hangimiz çözebildik, Gökyüzünün gri ve sonsuz derinliğini… Ancak eğik başımızı kaldırdığımızda gördük, Uçsuz bucaksız gök kubbeden, Hüzün ile akan çiğ damlalarının, Gözyaşlarımıza nazlıca döküldüğünü. Ey sevdalım bilir misin, Hayır ve bereketin Tanrıdan, Şer ile şirretin insanoğlundan geldiğini. Gerisini boş ver aldırma, İçi boş hurafelere de inanma. Çünkü vahşeti de şehveti de, Tüm egolarımızla bizler yarattık. Ve kısık gözlerimizin esrarlı günlerinde, Gölgesi suya düşen bir ceylan gibi ürkerek, Yüreğimiz tetik de, Ve de durağan gözlerde, Hep korkularımızla baş başa kaldık. Önümüzü son anlarda gördük, Düştüğümüzde ise eyvah dedik, Eyvahı da kader eyledik. Biz en sonunda gördük ki, Her bir başlangıç, Bir sonla berabermiş, İyilerle güzeller kötülerle çirkinler, Daima el eleymiş meğer. Demem o ki ey sevdalım, Ucuz yaşadığımız bundandır işte, Çünkü bizler; Taş duvarlara kazarız sevgimizi, Demir ranzalara yazarız günlerimizi… Ak günlerin pembe yarınlara, Geldiği geleceği de yoktur, Her şey burnumuzda tüter be, Büyük bir hasretle özleriz, Tel örgülü yüksek duvarların, Taş örülü soğuk binaların içinde, Seher yelinin eseceği günleri hep bekleriz. |
Düşünmeyi tetikleyen güzel bir şiirdi.
Zevkle paylaştım.