SİMİTÇİ
“Simit” diyen sesini duyarım uzaklardan.
Cesur çıkarsın sabaha, Korkunç karanlıklardan. Denizin kokusu, martıların sesi, Karışır sabah güneşine, Çatlak dudaklarından. Bir sopaya sıraladığın simitler, Sence hep çıtır çıtır tazedirler. Buram buram buharları çıkarken, Analar seslenir pencerelerden. “Simitçi!Simitlerin taze mi?” Duyulur bardaklarda çay kaşıklarının sesi. İçlenirsin,canın çeker. Kapatırlar pencereleri. Kulaklarında hep o ses yankılanır: “Simitçi!Simitlerin taze mi?” Ülkü Duysak Çocukluk Güzel,Küçük ev yayınları, Ankara, 2009 s.36 |
“Simitçi!Simitlerin taze mi?”
Kim bilir; belkide en çok duymak istediği sözlerdi onlar, dünyasını hep o sözlerin üzerine hayal etmişti, her duyuşunda ümitleri bir filiz vermişti belkide. O sözlerle coşup bağırmıştı soğuk kırağılı sokaklarda, açılan bir pencere beklemişti umut dolu buğulu gözlerle.
Yıllar sonrada ''hey gidi günler hey'' demişti belkide..
Kimbilir?..
Güzel şiirdi
Yüreğinize ve kaleminize sağlık
Saygılarımla selamlar....