Sevda çöplüğü
Bin can kırığı döküldü dillerinden yere
Sırtımda namlu ya ölüm ya Git gidebilirsen sırat saçlarım Cehennem ateşi atıyor gözlerim sızlayan yürek Dersimi ezberletti çalakalem resim oldu kelimeler Tuz basıyor tabanlarım toprağa Biter mi artık sinesinde kuzu ana göğsünün Darmadumanken bereketli toprakları beddua makamında Siren sesinde kuşlar uçuşuyor güne Kimi mavi kimi füme kirine bulanmış akıllar Kırmızı dumanı öfke tütüyor sigarası Güne akan ilk ışıkla günebakan kesiliyor aşk Bir can bin can oluyor şehrin en kalabalığında Ve sahile vurdukça dalgası deli yüreğin Tek kum tanesi aşındırıyor yosun elbisesini Çıplak dökülüyor eti kırgınlıktan İsyana değil baktığım aynalar çalan çan sağır yürekler Yıkanmayacak boyalar için bunca kan Oysaki her yağmurda ilk damlayı düşürünce duvarlarıma Bereket duası topluyorum yürek tasıma Minnet tohumunu harmanladıkça aşk ambarında Nefret vefasızlık bitiyor dillerden Gözbebeklerinde büyüyen tek ışık ile can bulacakken Kibir fişini çekiyor bilerek yenik hegemonyası Bin can kırığı bir sevda çöplüğünde eşeleniyor Değersiz pula dönüyor dünler ya yaşam diyor ya Üzerine gelen devasa boşluklara Her bir taşına sabır buladığım duvarlar örüyorum Ölüyor beslediğim dünler |