O, ZATEN ÖLMÜŞ...
Yüz üstü etme
Ayrılık ağlamasın çocukca Katı kuralların bıçağını Bileyip, bileyip durma öyle Yıldızların şavkından Yeter kamaştığı gözlerimin Diz çöktüğüm gecelerin Acısın kalbim bilir Serseri kılıklı düşünceleri Terk ettim senin için Bozdum akreplerin Çiyanların yuvasını Ters çevirdim Nazar boncuğu yaptım Boynumdaki uğur kolyesini Yıldızımla barıştım bugün Hüzünler uğramayın semtime Yok artık Takvim yapraklarına astığım Sensizlikler Her gece yarısı Sabaha dek özleyişteyim Kirpiklerinin dal uçlarını Şimdi dudağımda Üç, beş aşk şarkısı Güftelerle nikâhlı duygular Sildim acıların alayını Güneş açtı Gönlümün tepeleri Yandı buğdaylar Sarıdan kızıla çaldı İki adım ötede Mutluluk denilen çocuk Güzelin Allah’ını yaşadı Yüreğimin cenneti Sustum Susturdum kalbimin Yangın çığlıklarını Hesap ortada At gözlüğünü çıkar artık Gör gözlerinin önünü İşte ben Karşındayım yine Yine bir gölge Bin gölge olmakta Hayat bazen O buzlu ekvatorda Bir köpek iniltisidir Bazen de İçimde yankılanan Ateştir ki Ateş kadar yakar içimi Yanmayan ne kaldı ki zaten Acımasız dünyada Su içilmez Yol geçilmez Aşk seçilmez Olmuş İnsanlık mı dediniz Pardon O Zaten ölmüş... Oktay ZERRİN |
tebrikler