DALKAVUKLAR DİVANI...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın “Büyük bir uygarlık, kendi içerisinden parçalanmadıkça, fethedilemez.” W. Dunant
Söz ipine dizilmiş, dalkavuklar divânı,
Dilini ovuşturup, daldan dala geğirir. Secdesine seccade, kısır duygu kovanı, Sanırsın edâsından, anzer balı doğurur. Sürüsüne bereket, bakmaya doyamazsın! Ak abayla ürkütsen, sopayla sayamazsın! Birbirinden örnekli, ayırıp koyamazsın, Bilirsin sedâsından, aynı teli çığırır. Orta malı kelâmı, el üstünde tutarak, Velveleyi koparır, bire bin bir katarak, Zemherinin koynunda, yaz düşüne yatarak; Rüyâsını görmeden, kutlu yola çağırır. Kuyruğuna basınca, koro başlar ahkâma, Yaygarayı basarak, ithâmdan geçer kâma! Onlardır hâkim cellâd, gerek duymaz makama! Gerekçesi gereksiz, sağı solu eğirir. Erdemoğlu gocunma; öğren, usûl erkânı! Aslı faslı yok deme, sonra döker al kanı! Boyasına aldanma, yok ki sabit mekânı, Rengini hiç vermeden, aldan ala seğirir. 30.04.2007 15:20 01.05.2007 23:24 Salih ERDEM / AYDIN |
Aslı faslı yok deme, sonra döker al kanı!
Boyasına aldanma, yok ki sabit mekânı,
Rengini hiç vermeden, aldan ala seğirir.
TEBRİKLER GÜZEL ŞİİR İÇİN