yaşarken de ölüyormuşum
Yaşarken de ölüyormuşum
Derdi zindan arkası olmuş bir adam Boş sokaklarda loş ışıkların altında duruyor Hiçbir derdi yok hiçbir tasası yok Ne kadar özlem dolu günler geçirmiş olmalı Ne kadar hasretle dolu ki yüreği bu durumda Hayat ne kadar yaralamış bedenini Sanki ölmüş sanki yıkılmış Tüm uzuvlarında üzerinden geçmiş meltemlerin cezası kesili Ama o sevdiği için tüm hasretlerin kefili Bir beklentisi olur ya insanın Kurumuş bir yaprak olsun ister ya hayattan Yok yok hiçbir şey yok Hayattan istediği bir şey beklediği duygular yok Sanki kızar gibi suratıma bakıyor Bakışlarından bir anlam çıkarmalıyım belki Evet evet bu adam Yıkılmış, dökülmüş, vurulmuş ve aldatılmış Bir anda yüzünü dönüyor başka tarafa Farkına varıyor onu seyrettiğimin onu anladığımın Bir an gidecekmiş gibi oluyor fakat geri dönüyor Günlerini aylarını yıllarını aşka adamış sanki Başka ne olabilirdi ki onu bu kadar yıkacak Hepimizi yıkmaz mı aşk Hepimiz boyun eğmez miyiz aşka Hepimiz girmez miyiz aşkın esareti altına Bir an dudaklarından tırmaladığım İki üç kelime dudaklarımda yer buluyor Ben sevdim ben affettim ben yıkıldım Bütün her şey bu üçlemede yatıyor Sanki hayat bu üçlemede saklı bir sır Bu üçlemeden sonra aramız bozuluyor O karanlıkta kaybolurken Ben kalbimde bir acı hissediyorum Ellerimi dokundurduğumda kalbime Elimin kan olduğunu İçimde bir titremenin olduğunu fark ediyorum Allah ım ben ölüyor muyum yoksa diyorum Karanlık bile konuşmuyor benimle Susuyorum Sadece kendi dehlizlerimde boğuluyorum Aşkı yaşadıktan sonra gerçek ölümün ne olduğunu anlıyorum Sonun da kendi sırlarımın çözüm noktasına varıyorum Ben aşkın kanatlarında can buluyormuşum Meğer ben yaşarken de ölüyormuşum… İsmail Demir |