HABERİN VAR MI?
Mevsimleri hayra yordum senin için,
Gördün mü? Yalnızlığın sesini yüreğimin sesiyle bastırdım, Dinledin mi? Ben seni çok sevdim Uykumda, Uykusuzluğumda, Karamda, Akımda, Gittiğim her yolda. Umuttun sen, Bir umut… Gözyaşlarımı gökyüzüne sundum, Haberin var mı? Yağmurlar beni kıskanmasınlar diye. Ben seni çok özledim, Zaman tünelinde gezip, Ömrümü heba ettiğim her anım gibi. Ben seni, Sensizliğin harcanıp durduğu, O üç kuruşluk sevdalarda bile, Çok özledim. Bugünümü heyecanla bekledim, Belki gelirsin diye, Senin dışında herkes geldi, Bir sen gelmedin. Ben seni çok sevdim, Sevip de kahrolur, Kahrolup da yaş olur, Yaş olup da, Nem olur gibi. Ben seni çok sevdim, Kuruyacakken ıslanır, Islanacakken kurur gibi, Her şekilde çok sevdim ben seni. Gelme artık yâr! Bendeki her şey sana aitken, Bir kez daha gelme. Sevme beni yâr! Çok ağlarsan, Çok yanarsın, Çok yanarsan, Çok kanarsın… Gelme bana artık yâr! Tüm sabahlar senin olsun, Gecelerin hüznü bende dursun Mutlulukların en güzeli seni sararken, Hayalin kokunu bıraksın yastığıma, Sarıldığımda beni uyutsun. Gelme bana artık yâr! Biz, biz olabilmeyi çoktan unuttuk. Ben seni çok sevdim, Haberin var mı? Senden çok da nefret ettim, Aşkım yalnız kalmasın diye. Duyma beni yâr! Duyarsan, Acırsın… Ben seni, Sensizliğin ortasında, Yalnız kalmış sevda tünelinde, Yalanlarla aldattım! Düşünürsen bir ara, Utanırım. Seni, Sana benzettiğim insanlarda bulmaya çalışırken, Kendimi aldattım! Aldanmamış sevdamdın yâr! Hâyâllerimin ortasında kayıp gidince, Neye uğradığımı şaşırdım… Ağlıyorum haberin var mı? İstesem, Verebileceğin bir mendilin var mı? Bir umuttun sen, Umut… Yaş olup akınca, Umutlarımda ıslandı, Kahrolma yâr! Bu masal çoktan tozlandı! Dilara AKSOY |
"Sen benim sevgimi değil, ben sana sevgimi harcadım sevgilim!
Ben sende, sen dâhil kimsenin göremediklerini sevdim, sakladıklarını, gizlediklerini sevdim. Ben senin sevilmeye değer bulmadığın taraflarını sevdim. Çirkinliklerini, kötülüklerini, çekilmezliklerini, bencilliğini, kinini, nefretini sevdim.
Ben senin gün aşırı başka birine dönüşmeni izlemeyi sevdim. Başka bir adama her dönüştüğünde başka bir kadın olmaya soyunup, seni bambaşka ama yine sınırsızca sevmeyi sevdim.
Bir kâbusun orta yerinde sırılsıklam uyanıp, yüklenip korkularını, tek söz etmeden çarpıp, kapıyı gitmeni sevdim!
Hiçbir şeyden mutlu olamayacak portresi çizerken sen, ben seni mutlu edebilme ihtimalini sevdim!
Seni bıkmadan, usanmadan böylesine fütursuzca sevebildiğim için, sana olan sevgimden, tükenmek bilmeyen sabrımdan, merhametimden ve şefkatimden nefret etmeni bile sevdim!
Ben senin çevrendeki tüm o kalabalığa rağmen içini kaplayan kimsesizliğini, sahiplenmek isteğiyle yanıp, tutuştuğum sahipsizliğini, paylaşmaktan korktuğun yalnızlığını sevdim.
Ben senin çocuksu inatlarını sevdim. Bazen neyi savunduğunu bile unutarak saçmaladığına aymanı, sana “haklısın canım” derken aslında içten içe ve sessizce haksız olduğunu kabullendiğini gizlemeni sevdim.
Ben seni şahitsiz sevdim, seni tutanaksız, belgesiz sevdim. Kafanı karıştırdı, korkuttu seni bu sevgi oysa çok basitti her şey; ben seni sevmek istedim diye sevdim!
Beni sevip, sevmemen umurumda bile değildi, ben seni sevmeyi sevdim, ben seni böyle sevebilmeyi sevdim! Ben seni hem senin yerine hem benim yerime sevdim! Ben seni her gün her gece hep başka türlü sevdim.
Benim seni sevdiğim gibi başka birinin seni sevemeyeceğini ve bunun şimdilik farkında olmadığını bilerek sevdim sevgilim! Günün birinde belki benim sevdiğim kadar olmasa da başka bir kadın daha sevecek seni ama kimse benim sevdiğim gibi sevemeyecek ne yazık ki, bu da benden sana kalacak kara bir lanet sevgilim!
Sen benim sevgimi değil, ben sana sevgimi harcadım sevgilim! "
herşeye rağmen seni ne çok sevdim, ne çok gözyaşı döktüm uğruna, bilmem ki haberin var mı sevgilim?