BEN GİDERKEN
BEN GİDERKEN
Sen uykudaydın ben giderken. Kapına gelmeye cesaretim olsaydı. Bir gül atmak isterdim pencerenden. Kaçıyorum kendimden ve senden. Yalnızlığı ayrılığı sen öğrettin bana. Ben giderken camdan son bir kez bakmanı isterdim. Ama ağlamanı hiç istemezdim. Korkuyordum evet korkuyordum. Gözlerinden düşen her bir damla. Beni yeniden sana ve bu şehre tutsak edecekti. Gitmekle senden kaçtımı düşünsemde. Gideceğim meçhulde seninle karşılaşmaktan korkuyorum Kendimle savaşmayı öğrenseydim. Belki seni ve bu şehri hiç terk etmezdim. Kendimle girdiğim her savaşta mağlup olduğum hep sen oldun. Öğrenemedim bi türlü mücadeleyi, savaşmayı öğrenemedim. Bu son gecem sabaha kadar kapında bekleyeceğim. Bir rüzgâr olup gece odanda eseceğim. Son bir kez de olsa saçlarını yine okşayacağım. Senin yokluğuna alıştıramadım kendimi. Çünkü ben sensiz bir hiçmişim. Sen benim için hava kadar lazım su gibi azizsin. Esen deli bir rüzgâr olsanda razıyım sana. O zaman kasırgana katılır kavuşurdum yine sana. İşte yine zamana mağlup oldum ayrılık vakti geldi çattı. Sana bir damla göz yaşı bırakıyorum. Söylemesi ölümden zor olsada ben gidiyorum. Elimde eski bir fotoğrafın cebimde ıslak bir mendil. Sabah erkenden cama çık bu koca şehri sana bıraktım. Her köşesinde hasretim gözyaşlarım. Artık bu şehir anlatsın beni sana. |