HACI MUSTAFA DÜZYOL
Yorulmak nedir bilmezdi
hayatının ağır koşullarından şikayet etmezdi eli her zaman muhtaçlara ererdi onları sokakta bulur evine konuk ederdi konuşması tane tane bakışı dalgın hüzünlüydü lakin yüzü her zaman güleç işte böyle biriydi Hacı Mustafa Abi O’nu Feneryolu tren istasyonunda ya gazete okurken bekleme salonunda ya da istasyonun kuzey tarafındaki büfeciyle hasbihal ederken bulurdum ooo geldin mi canciğer naber derdi hemen benim moralim bozuk olurdu yanına teselli bulmaya azıcık tecrübe almaya giderdim gençliğin o zor anlarında çıkmazlarında gel bakalım derdi Kadıköy’e gidelim derdi ilk trenle giderdik bazen Feneryolu’ndan konuşa konuşa giderdik ee anlat bakalım reis derdi bana böyle hitap ederdi ben yaa diye başlar başımdan geçenleri moralimi bozan şeyleri bir bir anlatırdım Kadıköy’e gelirdik tüm sinemaları kitapçıları kafeleri gezerdik iskelede parkta oturur Haydarpaşa’yı seyrederdik Akşam eve dönüşte bir hayli geç olurdu ama mesele de çözümlenmiş olurdu bu sefer evde neredeydin bu saate kadar soruları olurdu ben de anlatırdım hepsini değilse bile onları ilgilendirebilecek herşeyi böyle geçerdi hemen hemen 80’li yılların ortalarında İstanbul’da cumartesileri. FARUK TABAK |
Vefayı bilene vefasızlık olmaz,madem yazmış şair kardeşimiz dosta vefayla ,
kutluyorum ve ya'd olsun dostluklar vefayla