Alazlanmış elleriyle hasretDuvarında yüreğimin buğusu Alazlanmış elleriyle hasret… Kuru dalların arasında bedevi yürekli serap Bir hazan bulutu dolanıyor gözlerimde, uzak dur dedi Sürme dedi, çekme karasını, gözlerimin bahtına Çek ellerini, üfleme dumanını dağlarımın Efkârıma sürme sarılarını, saçlarının Çek git dedi, sende kalsın dillerin, bal dudakların. Siyahı beyaza boyama, bırak kara bahtı çalsın namesini Beyaz; ak pak sürsün sefaletini yalnızlığının. Mutsuzsam benden olsun dedi, kadehim içi ağu olsa da Kırarsam kadehimi camı kessin kesecekse, kalbimi bırak Korkacaksam dünden, günahımı keseyim aklıma Süreceksem bu günden sefasını kederlerimin Vururum dedi başımı keskin kelimelerimle kılıç kalemimin Ölecekse bir sevda bırak dedi vebal yükünü taşıyayım Bırak dedi seslice bırak anılarım. bırakın kendimce Kaç deve yükü çekti bu omuzlar? Kaç yıkık duvarlarda kazıdı bedenini ? Dinledikçe içti, içtikçe delirdi kulaklar. ’ömrümce hep adim adım |