ZÜLF-Ü YÂRE DOKUNDUMSaçındaki tek telde, dalıyorken hayale Bir mahzende yıllanmış, şarapla anıyorum Mey dolu fıçılardan , doluyorken piyale Istırap yudumlayıp, hasrete kanıyorum Üç beş kadeh içince, Yâren olan adıma Şapka yapmak istersem, kaşın gelir yad’ıma İşte o an bak benim, gizliden feryadıma Buz üstüne yatsam da, köz gibi yanıyorum Göze sıra geldim mi, kifayetsiz sözlerim En çok var ya sevgilim, ben onları özlerim Benim gözüm yol çeker, hep yolunu gözlerim Burdaki son durakta, inen sen sanıyorum Kirpiklerin salınır, kaşlarla göz arası Her birisi ok gibi, kapanmaz ki yarası Saçın rengi değişse, değişmez kaş karası Bin dilberin içinde, göz kırpsan tanıyorum Dudak ince diş mercan, yanakların al, aldı Seni ilk gördüğümde, aklımı baştan aldı Şişeler hep delikmi, bu şişede boşaldı Çok mu içtim ben yoksa, şeytana kanıyorum Tıkır der ki kokunu, unutmadım teninde Güzellikte son nokta, anlam bulmuş beninde Kafiyeler, heceler, her mısrası senin de Zülfü yâre değdikçe, hasrete banıyorum Yara oldun bağrımda, yoldukça kanıyorum 04 /12 /2009 Soma Piyale: Uzun şarap kadehi |
Her birisi ok gibi, kapanmaz ki yarası
Saçın rengi değişse, değişmez kaş karası
Bin dilberin içinde, göz kırpsan tanıyorum
Harika hocam, müthiş dizelerdi, büyük bir hazla okudum kutlarım güzel yüreği ve kalemi..
Saygılar...